Cumartesi, Ekim 5, 2024
Gazete Makaleleri

Hidayete Kavuşturan Yollar

Bir kâfir, şu üç sebeple müslüman olur: Allahın lütfu ile, kendi araştırması ile ve birine iyilik yapıp onun duasına kavuşmakla.

1- Allahın lütfu ile: Allahü teâlâ, bir kimsenin hidayetini, yani müslüman olmasını dilemişse, o kimse, severek müslüman olur. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah, kimi doğru yola iletmek isterse, onun kalbini İslama açar.) [Enam 125]

(Allah, dilediğini hidayete kavuşturur.) [İbrahim 4]

2- Kendi araştırması ile: Hakkı, doğruyu bulmak gayreti ile, bütün dinleri inceler. İslamiyetin güzelliğine hayran olup müslüman olur. Allahü teâlâ, İslamiyeti doğru olarak öğrenmek isteyene, bunu nasip edeceğini vâd buyurmuştur. Kuran-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Doğru yolu arayanları, saadete ulaştıran yollara kavuştururuz.) [Ankebut 69]

(Allahü teâlâ, kendine kavuşmak isteyenlere, kavuşturan yolu gösterir.) [Şûra 13]

Doğru yolu aramayıp, nefislerine uyarak iman etmeyenleri, azıp can yakanları, cehennemde sonsuz olarak yakacağını haber veriyor. İslamiyeti işitmeyen çok kimse vardır ki, akl-ı selimleri olduğu için, bozulmuş, uydurulmuş dinlerin adamlarına aldanmamışlar, astronomide ve fen bilgilerinde ve bilhâssa tıp ilminde gördükleri nizâmlı ve harika olayların birbirlerine bağlantılarını düşünerek, yaratılışın sırlarını, bu hesaplı düzenin gerçeğini anlamak istemişlerdir. Bunlar yine akl-ı selimleri sayesinde, islamiyetin bildirdiği güzel ahlâkın birçoğunu bulup, müslüman gibi yaşamış, kendilerine ve başkalarına faydalı olmuşlardır. Allahü teâlâ, Ankebût sûresinde vaat ettiği üzere, bunlar iman etmeye sebep olan rehberlere, kitaplara kavuşur (Ruh-ul-beyan 6. cüzün son âyeti)

Rabbimiz vâdinden, yani verdiği sözden dönmez. Bunun için (Ya Rabbi! Sana inanıyorum, seni ve Peygamberlerini seviyorum. İslam bilgilerini doğru olarak öğrenmek istiyorum. Bunu bana nasib et, beni, din düşmanlarına ve bid’at ehline aldanmaktan koru) diye dua etmeli, istihare yapmalıdır. Cenâb-ı Hak ona doğru yolu gösterir. Çeşitli gruptaki Müslümanlar da, kendi yolunun doğru  ve hak olduğunu zannetse de, aynı şekilde dua etmekten kaçınmamalıdır. (Ya Rabbi hangi gruptaki Müslümanlar doğru yolda ise, senin rızan hangi grupta ise, bana onu nasip eyle!) diye dua etmelidir. Dua ederken, duanın şartlarını gözetmelidir. Şartlarına uygun dua edilince, dua kabul olur. Dua kabul olunca da, doğru olan, hak olan bulunmuş olur.

3- Birinin duasına kavuşmakla: Birisinin duası ile müslüman olmuş çok kimse vardır. Hz. Ömer bunlardan biridir. Hz. Ömer okuduğu bir âyet için,  “Hakikaten, ne kadar doğru” dedi. Eniştesi Habbab, “müjde ya Ömer, Resulullah, (Ya Rabbi! Bu dini, Ebu Cehil ile veya Ömer ile kuvvetlendir) diye dua etti. İşte bu devlet, bu saadet sana nasib oldu” dedi. (Tirmizi)

Okuduğu âyet-i kerime, Ömerin kalbindeki düşmanlığı sildi. Resulullah sevgisi ile yanmaya başladı. Hemen Resulullah nerede diye  sordu. O gün, Resul-i ekrem, Hz. Erkamın evinde Eshabı ile sohbet ediyordu. Ömerin kılıçla geldiği görüldü. Eshab-ı kiram, Resulullahın etrafını sardı. Hz. Hamza, “Ömerden çekinecek ne var, o kılıcını çekmeden, ben onun başını yere düşürürüm” derken, Resulullah, (Yol verin, içeri gelsin) buyurdu. Hz. Cebrail, daha önce, Ömerin iman ettiğini haber vermişti. Resulullah, onu tebessümle karşıladı. Ömer, Resulullahın önünde diz çöktü, kelime-i şehadet getirdi. Resulullahın duası kabul olmuştu. Herkes birisinin duasına kavuşmalıdır.