Cuma Günü Öğle Namazı
Şafii (Tenvir-ül kulub) kitabında diyor ki:
(Muhakkikler güneşi Remli hazretlerinden, “Şafiiler, Allah ve Resûlüne muhalefet edip, beş vakit namaza altıncı bir farz ilâve ettiler” diye iftira edene, ne ceza gerekir, diye soruldu. O da, bunu söyleyenin, en az benzerleri gibi, ta’zir cezasıyla cezalandırılması gerektiğine fetva verdi. Farz olan beş vakti, altıya çıkarmak, dinden çıkmayı gerektirir. Dine ilâve yapılamaz. Şafiiler dine ilâve yapmıyor. Cuma namazının birden fazla câmide kılındığı yerlerde, o günkü öğleyi de kılıyorlar.
Müdiriyye kadısı, Şafiilerin, cuma namazından sonra öğle namazı kılmalarını yasaklamıştı. Fakat adı geçen fetva, kadıya okununca, kadı, insaf ehli olduğu için, “Ey Şafiiler, ben hatalıyım. Yine cumadan sonra öğle namazını mescitte kılmaya devam edin” demiştir. Bu konu hakkında Şafii âlimlerinden Yusuf Nebhani hazretleri de bir eser yazmıştır. Bu eserde, birden fazla yerde cuma kılınan şehirlerde, cuma namazından sonra, öğle namazını kılmanın sadece Şafiilere mahsus olmadığını, dört mezhep âlimlerinin de aynı hükmü bildirdiklerini söylemiştir.
Muhammed Şirvani de bu hususta bir eser yazmıştır. Cuma namazından sonra öğle namazının kılınması gerektiğini bildirmiştir. Aynı zat, Hanefi âlimlerinin cumanın birden fazla yerde kılınması veya namaz kılınan yerin şehir sayılıp sayılmayacağı hususunda şüphe edilmesi hâlinde öğle namazının kılınması gerektiğini bildiren cevaplarını (Davuş-Şema fi salât-iz zuhri badel cumua) eserine almıştır.
Bu değerli âlim, bu hususta ele alınan bütün itirazları teker teker çürütmüştür.
Resûlullah efendimizin zamanında cuma tek mescitte kılınıyordu. Cumaya geç kalanların ikinci, üçüncü cemaat yapmalarına izin verilmiyordu. Hulefa-i raşidin de bu yolu tuttu. Hz. Ömer döneminde fetihler yapılıp şehirler çoğalmasına rağmen, birden fazla câmide cuma kılınmasına müsaade edilmedi. Valilere yazılan mektuplarda, cumanın tek mescitte kılınması emredildi.
Emeviler döneminde ve Abbasilerin ilk yıllarında bu durum aynen devam etti. Cumanın birden fazla câmide kılınmasının, İmam-ı Şafii hazretlerinin vefatından 76 yıl sonra olduğunu Hatib Bağdadi ve İbni Hacer hazretleri bildirmektedir.
Fakihlerin cumhuruna göre, cumanın tek câmide kılınması vaciptir. Birden fazla câmide namaz kılmak sünnetten ayrılmaktır. İmam-ı Şafii hazretleri, ihtiyaç olsun olmasın bir şehirde birden fazla câmide cuma kılınmasının caiz olmadığını bildirmiştir. Zamanının İkinci Şafiisi olarak kabul edilen İbni Sübki hazretleri de aynen İmam-ı Şafii hazretleri gibi fetva vermiştir. Sözü hüccet mezhep âlimleri, birkaç câmide cuma kılındığı takdirde, öğle namazının da kılınması gerektiğini bildirmişlerdi. Çünkü ihtiyatlı davranmak gerekir. Hadis-i şerifte, “Şüphelerden sakınan dinini korumuştur” buyuruldu.)
Birden fazla yerde cuma namazı kılınan mescitlerde Şafiiler öğle namazını kılmaları gerekir. Hanefilerin ise, cuma namazından sonra, (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına) diye niyet ederek (Zuhr-i ahir) adıyla bir namaz kılmalarının gerektiğini İbni Hümam ve İbni Abidin hazretleri gibi Hanefi âlimleri bildirmektedir. Bu şekilde kılınınca, cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. (R. Muhtar)