Şevval Ayında
Her zaman oruç tutmak sevaptır. Hadis-i şerifte, (Oruç, cehennem ateşinden koruyan bir kalkandır) buyuruldu. Şevval ayında yani bu ayda tutulan orucun çok sevabı vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazandan sonra Şevval ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur.)
(Ramazan orucu ile Şevvalde de altın gün oruç tutan kimse, bir yıl oruç tutmuş sayılır.)
(Ramazan ayı orucu on aya, Ramazandan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukabil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevabına kavuşulur.)
Bazı alimler, bu 6 gün orucun vakit geçirmeden, bayramdan sonra hemen tutulmasının iyi olacağını bildirmişlerdir. Bu oruçları aralıklı tutmak da caizdir.
Şevval ayında tutulan nafile veya kaza oruçlarını pazartesi ve perşembe günleri tutmak daha iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ameller, pazartesi ve perşembe günleri arz olunur. Ben de amelimin oruçlu iken arz olunmasını isterim.)
(Pazartesi ve perşembe, günahların affedildiği gün olduğu için oruç tutuyorum.)
(Cennetin kapıları pazartesi ve perşembe günleri açılır.)
Oruç kazası olmayan nafile oruç tutmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir gün nafile oruç tutana, yeryüzü dolusu altın verilse, o orucun sevabını karşılamaz.)
(Gizleyerek, bir gün nafile oruç tutana, Allahü teâlâ, cennetini ihsan eder.)
Her ay 3 gün oruç tutmak çok iyidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her [kameri] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevaptır.)
(İbrahim aleyhisselam, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allahü teâlâ da ona ömrü boyu oruç tutmuş gibi sevap verdi ve ömür boyu sanki yiyip içmiş gibi kuvvet, zindelik verdi.)
(Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi olur.)
(Her ay 3 gün oruç tutanın kalbindeki kin yok olur.)
“Eyyâm-ı biyd” denilen kameri ayların 13, 14 ve 15. günleri de tutmak iyi olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ayda 3 gün oruç tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun!)
(Her ay, eyyâm-ı biyd’de oruç tutan, yılın tamamında oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur.)
Nafile oruç tutarken uygun bir davete gidilince, orucu bozmak günah değildir. Bir mümin arkadaşı sevindirmek ve onu üzmemek için davetine gidilir. Davete gidip de orucunu bozmayan bir kimseye Peygamber efendimiz, (Arkadaşın senin için bu kadar külfete girdiği halde, sen hâlâ “Oruçluyum” diyorsun. Şimdi ye, sonra yerine bir gün tutarsın.) buyurdu. Yine buyurdu ki:
(Davete giden, Ramazan, kaza ve adak orucu değilse, [nafile] orucunu bozsun!)
(Din kardeşinin hatırı için nafile orucu bozana, bin günlük oruç sevabı yazılır. Bu orucu kaza edince de iki bin günlük sevap yazılır.)
Öğleden sonra, bir zaruret olmadıkça, nafile orucu bozmamalıdır! Hadis-i şerifte, (Nafile oruç tutan kimse, öğleye kadar muhayyerdir.) buyuruldu