Şanlı Peygamberimizi Herkesin Doğru Olarak Tanıması Lazım
Sevgili Peygamberimizi doğru olarak tanımak ve sevmek her şeyin temelidir. Geçen haftaki makalemizde, ondan çok kısa olarak bahsetmiştik. O doğru olarak tanınmazsa, elde bu doğru ölçü bulunmazsa, dinle ilgili diğer şeyler hakkında verilecek olan bütün hükümler de yanlış olur. Bunun için, onu, anahatlarıyla tanımamız, çoluk-çocuğumuza, bütün aile efradımıza, yakınlarımıza ve tanıdıklarımıza kısaca tanıtmamız lazım:
Kamusü’l-A’lam sahibi Şemseddin Sami bey, onun hakkında bizlere şu özet bilgileri vermektedir:
“İslam dininin peygamberi, Muhammed aleyhis-selam’dır. Babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib b. Haşim b. Abd-i Menaf b. Kusay b. Kilab’dır. Tarihçilere göre miladın 571. senesinde, Nisan ayının 20’sine rastlıyan, Rebi’ul-evvel ayının 12. Pazartesi gecesi, sabaha karşı, Mekke şehrinde dünyaya gelmiştir. Annesi, Vehb’in kızı Âmine, Âmine’nin babası da, Abd-i Menaf b. Zühre b. Kilab’dır. Kilab, Peygamberimizin babası olan Abdullah’ın büyük dedesidir. Babası Abdullah, ticaret için Şam’a gidip, avdetinde Medine civarında “Darü’n-nabiğa” denilen yerde vefat etti; henüz 25 yaşında idi; oğlunu göremedi. Çünkü o daha anne karnında idi. Beş sene, süt annesi Halime es-Sa’diyye’nin kabilesinde kaldı. Bu Beni Sa’d kabilesi, Arabistan’ın en fasih, en güzel konuşan kabilesi idi. Bunun için, Muhammed aleyhis-selam çok fasih konuşurdu. Altı yaşında iken, annesi Âmine, oğlunu Medine’deki dayılarına götürüp, orada vefat etti. Dadısı Ümm-i Eymen, kendisini Mekke’ye getirip, dedesi Abdül-muttalib’e teslim etti. 8 yaşında iken de Abdül-muttalib vefat edince, amcası Ebu Talib’in evinde kaldı. 12 yaşında iken, Ebu Talib ile, ticaret için Şam’a gitti. 17 yaşında iken, amcası Zübeyr, Yemen’e götürdü. 25 yaşında iken, Hadice(radıyallahü anha)’nin kervanı ile, ticaret için, Şam’a gitti. Aklı, edebi, güzel ahlakı ve çalışkanlığı ile meşhur oldu. İki ay sonra, Hadice validemizle izdivac eyledi.
40 yaşında iken Cebrail isminde melek gelerek, peygamber olduğu bildirildi. En evvel Hz. Hadice, sonra Hz. Ebu Bekr ve çocuk olan Hz. Ali ve Hz. Zeyd b. Harise iman etti. 43 yaşında iken herkesi, açıktan dine da’vet etmesi emr olundu. Müşrikler, eza, cefa ettiler.
53 yaşında iken, Allahü tealanın izni ile Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicret etti. Miladın 622. senesi Eylül ayının 20. ve Rebi’ul-evvelin 8. Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Hazret-i Ömer halife iken, bu senenin Muharrem ayının 1. günü, “Hicri-kameri” sene başı kabul edildi.Temmuz ayının 16. Cum’a günü idi. Eylül ayının 20. günü de, “Hicri-şemsi” sene başı oldu. 623. miladi sene başı, hicri-şemsi ve kameri senelerin birincisinde oldu. Kafirlere karşı gaza ve cihad yapılması emr edilince, hicretin 2. senesinde “Bedr gazası” yapıldı. 950 kafirden 50 kişi katl ve 44’ü esir edildi. 3. senede “Uhud gazası” oldu. Kafirler 3.000, müslümanlar 700 kişi idi. 75 sahabi şehid oldu. Bu senede, kadınların örtünmelerini emr eden ayet-i kerimeler nazil oldu. 4. senede “Hendek gazası“, 5. senede “Beni Mustalak gazası” yapıldı. 6. senede “Hayber gazası” ve Hudeybiyede “Bi’atü’r-rıdvan” anlaşması oldu. 7. senede Bizans hükümdarı Kayser’e ve İran şahı Kisra’ya islama da’vet mektupları gönderildi. 8. senede Herakliyüs’ün Rum ordusu ile “Mu’te gazvesi” vuku buldu ve Mekke feth edildi ve “Huneyn gazası” oldu. 9. senede, “Tebük gazası“na gidildi. 10. senede “Veda’ haccı” yapıldı. 11. senede, 13 gün humma hastalığı olup, Rebi’ul-evvelin 12. Pazartesi günü, mescidine bitişik odasında, 63 yaşında vefat etti.
Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) daima güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Mübarek yüzünde nur parlardı. Görenler, aşık olurdu. Hilmi, sabrı, güzel ahlakı, binlerce kitabda yazıldı. Hazret-i Hadice’den (radıyallahü anha) 2 erkek, 4 kız evladı oldu. Mısırlı Mariye’den de bir oğlu oldu. Hazret-i Fatıma (radıyallahü anha)’dan ma’adası kendisi hayatta iken vefat ettiler.”
PEYGAMBERİMİZİN ÜSTÜNLÜĞÜ
Peygamberimizin bu kısa biyografisinden sonra, ifade edelim ki, Allahü teala, bütün peygamberlerine ismiyle hitab ettiği halde, Muhammed aleyhisselama; Habibim (sevgilim) diye iltifat etmiştir. Ayet-i kerimede mealen: “Seni alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya suresi:107) ve bir hadis-i kudside de: “Sen olmasaydın, sen olmasaydın, mahlukatı yaratmazdım” buyurdu. Her peygamber, kendi zamanında, kendi mekanında, kendi kavminin hepsinin her bakımdan en üstünüdür. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam ise, dünya yaratıldığı günden kıyamet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en faziletlisidir. Hiç bir kimse hiç bir bakımdan O’ndan üstün değildir. Cenab-ı Hak, O’nu öyle yaratmıştır.
Allahü teala her şeyden önce, sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın mübarek nurunu yarattı. Tefsir ve hadis alimlerimiz bildirmişlerdir ki, “Cenab-ı Hak, önce Muhammed aleyhisselam’ın nurunu yaratıp, ondan sonra bütün kainatı sırası ile vücuda getirdi.”
Allahü teala, en sevgili kulunu, doğru bir şekilde tanımamızı hepimize nasip buyursun.