Mevlid Kandilini De Uğurladık
Dünyâ târihinde çok önemli dönüm noktaları, kilometre taşları vardır. Birincisi şudur ki: Şu uçsuz-bucaksız olarak gördüğümüz koca “kâinât”ı yaratan yüce Allah, sâdece “dünyâ”nın insanlarla meskûn olmasını irâde etmiştir. Cenâb-ı Hak, “Hz. Âdem”i, “ilk insan” olarak bu dünyâya göndermiş ve onu aynı zamanda “ilk Peygamber” kılmıştır.
Cenâb-ı Hak, şüphesiz ki bütün insanlara sayılamıyacak kadar çok ni’met, iyilik vermiştir. Allahü teâlânın merhameti, ihsânı, ni’metleri o kadar çoktur ki, bunu ancak “sonsuz” kelimesiyle ifâde edebiliriz. Bunların en büyüğü ve en kıymetlisi ise, Resûller ve Nebîler (aleyhimüsselâm) göndererek İslâmiyeti, ebedî saâdet yolunu göstermesidir.
Dünyâ târihinin çok önemli dönüm noktalarından, kilometre taşlarından biri de, “İki Cihân Güneşi Hazret-i Muhammed (aleyhisselâm)’ın dünyâyı teşrîfleridir. Yüce Allah, Muhammed aleyhisselâmı, bütün insanlara ve cinnîlere son peygamber olarak göndermiştir.
“Doğum zamânı, doğum mekânı, doğmak” ma’nâlarına gelen “Mevlid” kelimesinin, önce birazcık, “doğum zamânı” ma’nâsı ile Süleymân Çelebî’nin “Mevlid [Vesîletü’n-Necât] Kasîdesi” üzerinde duralım.
“Mevlid”, bir ma’nâda “doğum zamanı” demektir. Dünyadaki bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olarak gönderilen, Peygamberlerin sonuncusu ve en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm, 571 yılında Nisan ayının 20’sine rastlayan, Rebîul-evvel ayının 12. [Pazartesi] gecesi, sabaha karşı Mekke-i Mükerreme’de dünyâya gelmiştir.
Burada bir âyet-i kerîme ve bir de hadîs-i şerîf meâli zikredelim:
“O’nun şahsında, Allah’ı ve âhiret gününü umanlar ve Allah’ı çokça hâtırlayanlar için güzel edeb ve ahlâk nümûneleri vardır” (Ahzâb, 21) âyet-i kerîmesi, Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın “üsve-i hasene” [nümûne-i imtisâl = en güzel örnek] olduğunu ne güzel ifâde etmektedir?
Sevgili Peygamberimiz (aleyhisselâm) de, “Ben, iyi huyları tamâmlamak, yerleştirmek için gönderildim” buyurmuşlardır.
İslâm âlimlerinin ittifâkla bildirdikleri gibi, her Peygamber, kendi zamanında, kendi mekânında, kendi kavminin hepsinden her bakımdan üstündür. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm ise, dünyâ yaratıldığı günden kıyâmet kopuncaya kadar, her zamanda, her memlekette, gelmiş ve gelecek bütün varlıkların her bakımdan en üstünü, en fazîletlisidir. Hiçbir kimse, hiçbir bakımdan O’ndan üstün değildir. Cenâb-ı Hak, O’nu öyle yaratmıştır.
MÜBÂREK GECELERİMİZ
Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştır. Mevlid gecesi de, müslümânların bayramıdır. Neş’e ve sevinç günüdür. Dünyâdaki müslümânlar tarafından, her sene, 12 Rebîul-evvel gecesi “Mevlid Kandili” olarak kutlanmakta, her yerde “Mevlid Kasîdeleri” okunarak Resûlullah hâtırlanmaktadır.
“Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli” demek olan “mübârek” sıfatıyle sıfatlanan ve İslâm dininde kıymet verilen on gece vardır ki, bu mübârek geceler, kronolojik sıraya göre [ya’nî Hicrî-kamerî sene içerisindeki yerlerine göre] şunlardır:
1- Muharrem Gecesi: Muharrem ayının 1. gecesi ki, müslümânların hicrî-kamerî yılbaşı gecesidir.
2- Aşûre Gecesi: Muharrem ayının 10. gecesidir.
3- Mevlid Gecesi: Rebîul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir ki Peygamber Efendimizin doğduğu gecedir.
4- Regâib Gecesi: Receb ayının ilk Cuma gecesidir.
5- Mi’râc Gecesi: Receb ayının 27. gecesidir. [Sevgili Peygamberimizin, isrâ ve mi’râc mu’cizeleriyle şereflendiği gecedir.]
6- Berât Gecesi: Şa’bân ayının 15. gecesidir. [Kur’ân-ı kerîmin, Levh-i mahfûza toptan indirildiği gecedir.]
7- Kadir Gecesi: Ramazân ayı içinde bulunan bir gecedir. [Kur’ân-ı kerîmin, Peygamberimize inmeye başladığı gecedir.] İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe (rahmetullahi aleyh); “Ramazân ayının 27. gecesi olması [İmâm Şâfiî’ye göre de 17. gece olması] çok vâki olur” buyururdu.
8- Fıtr (Ramazân) Bayramı gecesi: Ramazân ayının son günü ile Şevvâl’in 1. Günü [ya’nî Bayramın 1. Günü] arasındaki gecedir.
9- Arefe Gecesi: Arefe günü ile Kurbân bayramının 1. günü arasındaki gecedir. “Arefe”, Zilhicce’nin 9. günüdür; başka günlere Arefe denmez.
10- Kurbân Bayramı geceleri: Kurbân bayramının 1, 2 ve 3. günlerinden sonraki gecelerdir. Bu 3 güne “Eyyâm-ı nahr=Kurbân günleri” denir.
Bunlardan başka, Ramazân Bayramının diğer geceleri, Zilhicce ve Muharrem aylarının ilk on geceleri, haftanın her Cum’a ve Pazartesi geceleri de mübârektir.
Görüldüğü gibi, kronolojik sıraya göre sene içerisindeki 3. mübârek gece “Mevlid Gecesi”dir; ama fazîlet i’tibâriyle Mevlid gecesi, Kadir gecesinden sonra en kıymetli gecedir. [Bu, Hanefî mezhebine göredir. Ama Şâfîî mezhebine göre Mevlid gecesi, Kadir gecesinden de daha kıymetlidir.]
Mübârek geceler, İslâm dîninin kıymet verdiği gecelerdir. Allahü teâlâ, kullarına çok merhamet ve şefkat ettiği, acıdığı için, bazı gecelere husûsî kıymet vermiş, bu gecelerdeki duâ ve tevbeleri, tâat ve ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için bu geceleri birer sebep kılmıştır. [Mübârek gece, öğle namazı vaktinden, o gecenin sonuna, ya’nî imsâk vaktine kadar olan zamandır.]
Cenâb-ı Hak, nice nice mübârek gecelere kavuşmayı, onlardan feyz almayı ve bereketlenmeyi nasip buyursun duâsıyla bugünkü makâlemizi nihâyetlendirelim..