Mübarek Berat Kandili
Yarından sonra (20 Ekim 2002 Pazar gecesi), inşaallah, mübarek Berat (veya Beraet) kandilini idrak etmekle şerefleneceğiz .O gece, 14 Şa’ban-ı muazzamı 15 Şa’ban’a bağlayan gecedir. Bundan kısa bir müddet önce (03 Ekim Perşembe gecesi) de Recebü’l-ferd ayının 27. gecesi olan ve Sevgili Peygamberimizin “İsra” ve “Mi’rac” mu’cizesiyle şereflendiği geceyi idrak etmiştik.
Bilindiği üzere, bazı mekanlar emsaline göre daha mukaddes, bazı insanlar akranına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran çok daha kudsi, mukaddes ve mübarektir. Nasıl ki, altın madeni bakır, demir, kömür gibi madenlerden çok daha üstün ise, yine yakut taşı diğer normal taşlardan çok daha kıymetli ise, bu geceler de diğer normal gecelerden çok üstündürler.
Geçen kandilde de ifade ettiğimiz vechile, Allahü teâlâ, kullarına çok merhamet ettiği, acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç gibi ibadetleri kabul edeceğini bildirmiştir. Aslında kulların çok ibadet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve aylar birer sebep kılınmıştır.
Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli demek olan mübarek sıfatıyle sıfatlanan ve İslam dininde kıymet verilen on gece vardır ki, bunlar, Hicri-kameri sene içerisindeki yerlerine göre, kronolojik sıra itibariyle, 1 Muharrem ve 10 Muharrem (Aşure) geceleri, Mevlid gecesi, Regaib ve Mi’rac geceleri, Berat gecesi, Kadir gecesi, Ramazan Bayramı gecesi, Arefe ve Kurban Bayramı geceleridir.
İçerisinde “Regâib” ve “Mi’râc” kandillerinin bulunduğu ve Adem aleyhisselamdan beri ta’zim ve hürmet edilen, kıymetli olan Recep ayı çabucak geçiverdi. “Berât” kandilinin bulunduğu Şa’ban ayının da neredeyse ortasına gelmiş bulunuyoruz. Yüce Rabbimiz, ayların sultanı diye anılan Ramazan ayına da hepimizi sıhhat ve afiyet içerisinde kavuştursun.
Cenab-ı Hak, ezelde hiçbir şeyi yaratmadan önce herşeyi takdir etmiş, dilemiştir. Bunlardan bir yıl içinde olacak (doğumlar, vefatlar, terfiler, tenziller gibi) her şeyi, Şa’ban ayının onbeşinci (Berât) gecesinde meleklere bildirir. Kur’an-ı kerim Levh-i mahfuza o gece inmiştir. Kur’an-ı kerimin iki türlü inişi var: Birincisi Levh-i mahfuza inişi, diğeri de sema-i dünyaya ve oradan Peygamber efendimize inişi. Birincisi Berat gecesinde olmuş, ikincisi ise Kadir gecesinde başlamıştır. Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem Berat gecesinde çok ibadet ve duâ ederdi.
Şa’ban ayı Ramazan-ı şerif’e hazırlık ayıdır. Müslümanlar, tarih boyunca Şa’ban ayını, gafletten uzak olarak, günahlardan sakınarak ve geçmişte işlemiş oldukları günahlara da tevbe ve istiğfar ederek Ramazan ayını karşılamak için fırsat ve ganimet bilirlerdi. Şa’ban ayı Receb ile Ramazanı birleştiren bir köprü gibidir. Mü’minler, geçen günlerden ibret alırlar, bugünkü günü ganimet bilirler, yarınki güne çıkıp çıkamıyacaklarını bilemediklerinden, sıhhat ve afiyet içerisinde hayırlı günlere kavuşmak için Cenab-ı Hakk’a tazarru ve niyaz ederlerdi.
Üç ayların üçüncüsü, kameri ayların ise dokuzuncusu olan Ramazan ayı bütünü itibariyle çok kıymetli ve şereflidir. Kur’an-ı kerim’de Ramazan ayı hakkında şöyle buyurulmaktadır:
“(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, insanların hidayet rehberi olan, onları doğru yola götüren ve hakkı batıldan ayıran en sarih ve parlak delilleri ihtiva eden Kur’an bu ayda indirildi. Sizden kim Ramazan ayını idrak ederse, orucunu tutsun. Hasta olan veya seferde bulunan kimse, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutar. Allah, sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Oruç günlerinin sayısını tamamlamanızı, sizi hidayete erdirdiği için büyüklüğünü takdis ve ta’zim etmenizi ve O’na şükür etmenizi diler.” (Bakara Suresi, 185)
Ramazan ayında yapılan bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farz ibadetlere verilen sevap gibidir. Bu ayda iyi iş ve ibadet yapanlara bütün sene boyunca da bu işleri yapmak nasip olur. İçerisinde Kur’an-ı kerimin vahyedilmeğe başlandığı Kadir gecesi bu ay içindedir ki, o gecenin bin (1.000) aydan hayırlı olduğu bizzat Allahü teâlâ tarafından beyan buyurulmuştur. Kur’an-ı kerim Resulullah efendimize bu gece gelmeye başlamıştır. Kur’an-ı kerimde medhedilen, en kıymetli gecedir. İmam-ı Şafii, Kadir gecesi Ramazan-ı şerif ayının onyedinci gecesi, İmam-ı Azam Ebu Hanife ise, yirmiyedinci gecesi olması çok vaki olur demişlerdir.
Bütün mübarek gün ve geceleri, keza onbir ayın sultanı olan Ramazan ayını bir ganimet bilmeli, bu fırsatları iyi değerlendirmelidir. Bu gece ve günlerde çok tevbe ve istiğfar etmeli, kaza namazı borcu olanlar, kaza namazları kılmalıdırlar. Allahü tealaya bolca münacat, tazarru ve niyazda bulunmalı, yalvarıp yakarmalıdır. Tesbih, tahmid, tekbir, tehlil ve benzeri her çeşit zikir, fikir ve şükürle meşgul olmalıdır. Kur’an-ı kerim okumalı, sevabını da ölülerimizin ruhlarına göndermelidir. Peygamber efendimize salat ü selamı da ihmal etmemelidir. Ana-baba, diğer yakın akraba ziyaret edilmeli veya telefonla gönülleri ve duaları alınmalıdır. Fakirler, yetimler de sevindirilmeli, sadakalar, hediyeler verilmelidir. Dargınlar, küskünler barışmalıdır. Ayrıca bu vesile ile güzel vatanımızın dirliği, asil milletimizin birliği ve beraberliği, bütün müslümanların ve islam aleminin huzur ve seadeti, bütün insanların da hidayeti için dua etmeliyiz.
Bu vesile ile bütün okuyucularımızın, asil milletimizin ve bütün İslam aleminin Berat gecelerini tebrik ediyoruz.