Cumartesi, Ekim 5, 2024
Gazete Makaleleri

İstanbul Fatihi’nin Diğer Bazı Zaferleri

İstanbul’un fethiyle,  Osmanlı Cihan Devletinin temellerini atan,  Doğu Roma(Bizans) Fâtihi Sultan Mehmed Han, Edirne’de, dünyâ politikasını yeniden gözden geçirip devletin geleceği için önemli kararlar aldı.

           İstanbul seferinden sonra, 1453’te Cenevizlilerden Enez’i aldı. 1454’te, Kırım’a bir donanma gönderdi. Aynı yıl Sırbistan Seferine çıktı. Kuzey Ege adalarını ele geçirdi. Rodos Seferini yaptı ise de adayı alamadı. 1455’teki İkinci Sırbistan seferinde, babasından sonra Belgrad’ı tekrar muhâsara etti. Kaleyi savunan Hunyadi Yanoş öldü, Fâtih yaralandı; fakat Belgrad düşmedi. 1455’te Boğdan Beyliği de Osmanlı idâresine girdi. 1458’de Mora’ya ilk seferini yaptı. 1459’daki son Sırbistan Seferinde, Semendire fethedildi ve Sırbistan Devleti nihayet buldu. 1460’da çıktığı İkinci Mora Seferi, Mora Prensliklerinin ilgası, Osmanlı devletine katılması, Palegosların sonu ve Bizans kalıntılarının silinmesi ile sonuçlandı.

          Fatih, bundan sonra Güney Karadeniz meselesini ele aldı. 1461’de Ceneviz’den Amasra’yı fethetti. Baharda Sinop’a geldi. Himâyesinde bulunan Candarlı Beyliğine dostça son verdi. Oradan Trabzon’a yürüdü. Denizden de kuşatılan Trabzon Rum İmparatoru teslim oldu. Komnenos imparatorluk hânedanına son verildi. Batum ve Gürcistan kıyılarına kadar bütün Güney Karadeniz sahilleri, ayrıca Trabzon ve Rize, Osmanlı Devletine katıldı.

          Trabzon seferinden dönüşünde Eflâk üzerine yürüdü ve ayaklanan Kazıklı Voyvoda meselesini hâlletti.

          Fâtih, 1462’de birinci Bosna Seferine çıkıp Yayçe’yi fethetti; o yıl Midilli Adasını da aldı. 1463 ve 1464’te Bosna’ya iki sefer daha yaptı. 1466’da Karaman Seferine çıktı. 1466 ve 1467’de Arnavutluk üzerine de iki sefer yaptı.

          Bu ardı-arkası kesilmeyen seferlerle, büyük devlet ve cihan-şümul hakimiyet fikrini benimseyen şanlı Fâtih, Tuna’nın güneyinde ve Fırat-Toroslar sınırının batısında, Osmanlı Devletine katılmıyan hiçbir yer bırakmamak, Karadeniz’i ve Ege denizini birer Türk gölü yapmak istiyordu. Venedik donanmasını geçerek, deniz kuvvetlerini de, kara ordusu gibi dünyânın birinci kuvveti hâline getirmek, sonra da İtalya’yı fethetmek niyetindeydi. Bu plâna karşı yalnız  Avrupa değil, Türkiye’nin doğusundaki komşuları da karşı çıktılar. Bu şekilde Osmanlı Devletine karşı, bir ittifak meydana getirildi ve uzun süren büyük savaşlar başladı.

          Osmanlıların karşısında yer alan güçlü devletler; Akkoyunlular, Venedik, Macaristan, Almanya, Polonya, Kastilya, Aragon ve Napoli idi. Fâtih, dehâsı ile bu ittifaka karşı koyup düşmanlarını bâzen teker teker, bâzen ikişer-üçer, bâzen beşer- onar yenerek bu büyük savaşlardan da gâlip çıktı. Böylece Türk Cihan İmparatorluğunun temelleri sağlamlaştırılmış oldu. Dünyânın Osmanlı Devleti karşısında âciz kaldığı ortaya çıktı.Venedik’in deniz üstünlüğü târihe karıştı..

           Fâtih, 1470 yazında ordu ve donanması ile Eğriboz adasına yöneldi.Venedik’in Batı Ege’deki bu alınmaz dedikleri üssünü fethetti.

           Akkoyunlu Beyi Uzun Hasan, Avrupalıların, Osmanlılarla başa çıkamayacağını anlayınca, Tokat’a hücum ederek burada bir cephe açtı, kuvveti bölmeye çalıştı. 18 Ağustos 1472’de Şehzâde Mustafa, Akkoyunlu ordusunu yenerek işgâl edilen Osmanlı topraklarını kurtardı. Fâtih tekrar, 11 Nisan 1473’te Üsküdar’dan hareket etip, 11 Ağustosta Erzincan yakınlarındaki Otlukbeli’nde Akkoyunlu ordusunu yendi.

          Fâtih’in akıncı kuvvetleri, Almanya içlerine kadar seferler düzenleyerek Avrupa’yı alt üst ettiler. 23. seferini Boğdan, 24.sünü 1476’da Macaristan üzerine yaptı. Pâdişah, 1478’de Üçüncü Arnavutluk Seferine çıktı. Kırım Hanlığı Osmanlı birliğine katıldı. 1480’de üçüncü Rodos Kuşatması netîce vermedi. İyonya Adalarını aldıktan sonra, donanmayı İtalya’ya gönderdi. Temmuz 1480’de Otranto’yu fethettirdi.

           1481 senesi ilkbaharında Fâtih Sultan Mehmed, 300.000 kişilik bir ordunun başında sefere çıktı. Venedikliler, Fâtih’in özel doktoru olan Yâkub Paşa isminde bir Yahûdî dönmesine büyük bir servet vâdederek onu zehirlettiler.           

           Fâtih’in ölümü, Türk milletini büyük mâteme gark ederken, bu haber Roma’ya ulaşınca, İtalya’da toplar atılıp günlerce şenlikler yapıldı. Papa, bütün Avrupa kiliselerinde üçer gün çanlar çaldırıp, şükür âyini yapılmasını emretti.

           Fâtih’in nâşı İstanbul’a nakledilerek, Şeyh Muhyiddîn Vefâ hazretleri tarafından kıldırılan cenâze namazından sonra, İstanbul’da kendisinin yaptırdığı Fâtih Câmiinin bahçesine defnedildi. Daha sonra üzerine türbe inşâ edildi. Sevenleri tarafından hergün ziyaret edilmektedir.