Perşembe, Şubat 13, 2025
Makaleler

Zamanın Kıymetine Dâir Birkaç Kelime Daha

Sözlüklerde, “Vakit”, “Zaman” yerine, “zaman” da “vakit” yerine kullanılmaktadır.

Büyük âlim ve velîlerden İmâm-ı Rabbânî (rahmetullahi aleyh): “Vakitleri çok kıymetli ganîmet bilmelidir” buyurmuştur.

Onun oğlu, yine büyük âlim ve velî Muhammed Ma’sûm Fârûkî de: “Vakit keskin bir kılıç gibidir. Kıymetli ve şerefli şeylere sarfetmek gerekir” buyurmuştur.

Tabîî ki, günümüz şartlarında takrîbî 60-70 [veya 70-80] senelik bir insan ömrü içerisinde, 1 sene çok mühim bir zamân dilimidir. Çünkü bir “Gün”: 24 sâat, 1.440 dakîka, 86.400 sâniye’dir.

Bir mîlâdî yılın kaç sâat, kaç dakika, kaç sâniye ettiğini bulmak için, bu rakamları 365’le çarpmak lâzım. Ama şu kadarını söyliyelim ki bir yıl: 4 mevsim, 12 ay, 52 hafta, 365 gün, 8.760 sâat, 525.600 dakikadır.

Kur’ân-ı kerîmde zamânın önemine şöyle dikkat çekilmiştir:

“Fecir vaktine ve on geceye andolsun” [Fecr, 1-2] [Bu sûrede daha başka şeylere de kasem (yemîn) edilmiştir],

(Karanlığı ile etrâfı) bürüyüp örttüğü zamân geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze andolsun” [Leyl, 1-2],

“Asra yemîn ederim ki insan zarardadır.” [Asr, 1-2]

İNSANLARIN EN İYİSİ KİMDİR?

İnsan, yaratılışı îcâbı hayâtı sever, ömrünün uzamasını ister. [Herkes Hazret-i Mevlânâ gibi olamaz. O, ölüm gecesine “şeb-i arûs” (ya’nî çok sevdiği Allahü teâlâya kavuşma gecesi) demektedir.] Ancak, uzun ömür, Hak yolunda tüketilmiş ise hayırlıdır. Nitekim bir sahâbî, Sevgili Peygamberimize, “Yâ Resûlallah! İnsanların hayırlısı [en iyisi] kimdir?” diye sordu. Peygamber Efendimiz şöyle cevap verdi: “İnsanların hayırlısı [en iyisi], ömrü uzun olup ameli güzel olandır.

O sahâbî, “Hangi insanlar şerlidir [daha kötüdür]?” diye sorunca da, Resûlullah Efendimiz,“Ömrü uzun olup da, ameli kötü olan” [Tirmizî] buyurmuştur.

Allahü teâlâ, mükellef olan her insana düşünüp taşınacağı, öğüt alacağı ve hakkı kabûl edebileceği kadar bir ömür vermiştir. Bu husûsta Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Onlar Cehennem’de şöyle feryâd ederler: ‘Ey yüce Rabbimiz! Ne olur, bizi buradan çıkar! Dünyâya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan farklı, güzel ve makbûl işler yapalım!’

Allah onlara şöyle buyurur: ‘Biz size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size Peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azâbı! Zâlimlere hiç bir yardımcı yoktur!’” [Fâtır, 37]

İKİ BÜYÜK Nİ’MET

Sevgili Peygamberimiz buyurmuştur ki: “İki [büyük] ni’met vardır ki, insanların çoğu bunlarda hep aldanır. Bunlar: Sağlık ve boş vakittir.” [Tirmizî] Yine bir hadîs-i şerîfte: “İki günü birbirine eşit olan aldanmıştır” buyurulmuştur.

Zamân ni’meti, Allahü teâlâ’nın bizlere önemli lutuflarından birisidir. Unutmayalım ki, zaman en büyük sermâyedir. Dünyâ ve âhiret saâdetini kazanmak, bu sınırlı zamânı iyi kullanmaya bağlıdır.

Her insân, kendisine takdîr edilen ömrü, İlâhî irâde istikâmetinde geçirmekle mükelleftir.Onun için Sevgili Peygamberimiz: “Akıllı kimse [akıllı müslümân], kendisini hesâba çekip ölümden sonrası için hâzırlık yapan kişidir” buyurmuştur. Yine Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yarın yaparım diyenler helâk oldular” buyurmuştur.

Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Yarın yaparım diyenler helâk oldular” buyurdu.

[Esâsında bu mevzû, çok geniş bir konu. Vakit konusunda, Aralık ayının son 2 makalesinde de birkaç kelime yazmıştık. Şimdilik bu dört makâle ile iktifâ edelim.]