Cumartesi, Ekim 5, 2024
Gazete Makaleleri

İnsan Ölür, Ruhu Ölmez

Dünkü yazımızda, kabir azabının hak olduğunu, ruhların ölmediğini, ya nimete veya azaba düçar olduklarını âyet ve hadislerle ispat etmiştik. Bugün de, ruhların ölmediğini bildireceğiz. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın, onlar, Rableri indinde diridir ve rızıklandırılır.) [Al-i İmran 169]

(Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyin. Bilâkis onlar diridir, ama siz bunun şuurunda değilsiniz.) [Bekara 154] (Yani akıl, onların hayatını anlamaktan acizdir.)

Birinci âyette, Allah yolunda öldürülmüş olanların diri olduğu ve yiyip içtikleri bildiriliyor. Peygamberler, sıddıklar, ulemai rasihin ve emr-i maruf yapanlar Allah yolundadır ve şehitlerden daha üstündür. Allah yolunda öldürülen ölü olmazsa, Peygamberler ve diğer büyükler elbette ölü değildir.

 İkinci âyette de, yine şehitlere ölü demeyin diye ikaz ediliyor. Bedir’de falanca filanca öldü gitti denildiği zaman, Allahü teâlâ, şehitler için ölü denmesini yasakladı. (Tibyan)

Diri olmak ve rızıklandırılmak ve ruhların Cennete girmesi, yalnız şehitler için değildir. Peki sadece şehitler için değilse niye ötekilerin ismi de geçmiyor diyen çıkıyor. Âyette şehitler buyurulması, şehitlerin ölüp yok oldukları sanılarak, cihaddan korkulmasını önlemek içindir. Cihada gitmeye ve şehit olmaya mani olan şüpheyi gidermek, Allah yolunda ölmenin yüksek faziletini bildirmek içindir. (Tefsiri-i mazhari)

İsra suresinin (Fakirlik korkusu ile evlatlarınızı öldürmeyin) mealindeki 31. âyeti de, bunun gibidir. Fakirlik korkusu olmadan da öldürmek caiz olmadığı halde, fakirlik korkusu ile öldürenler çok olduğu için, âyet, olaylara göre gönderilmiştir. Yani sadece şehitler ölü olmadığı halde, şehitler için ölü değil denmesi gibi, fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin demek de böyledir. Çocuklarımızı başka sebeplerle de öldürmemiz caiz olmaz. Yine İsra suresinin (Ana babana öf deme) mealindeki 23. âyeti de böyledir. Bir kimse, ana-babasına öf demeden sopa ile dövse, sonra da (Ben öf demedim Kur’anın emrine uydum) dese, Kur’ana uymuş mu olur? Ana babana öf deme denilerek, nasıl daha büyük eziyeti yapmamak gerekiyorsa, şehitlerden daha üstün olanlara da ölü dememek gerekir. Yani şehitler diri olunca, şehitlerden üstün olanlar elbette diridir. Mesela peygamberler, sıddıklar, ulemai rasihin, evliya-i kiram şehitlerden üstündür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Peygamberlerin vücudunu toprak çürütmez.) [Ebu Davud]

(Her peygamber, kabrinde diri olup namaz kılar.) [Beyheki, Ebu Ya’la]

(Tanıdığının kabrine uğrayıp selam vereni ölü tanır, ona cevap verir.) [İ. Ebiddünya]

(Ölü kabre konurken, ayak seslerini işitir.) [Buhari]

(Ölüler yaptığınız iyi işlerinizi görünce sevinir, kötü işlerinize üzülürler.) [İ.Ebiddünya]

Ölü işittiği için, ölüye telkin vermek sünnettir. (Deylemi)

Resulullah, Bedir’de öldürülen kâfirlerin gömüldüğü çukurun başına gelip, ölülerin ve babalarının isimlerini birer birer söyleyerek, (Rabbinizin, size söz verdiğine kavuştunuz mu? Ben, Rabbimin söz verdiği zafere kavuştum) buyurdu. Hz. Ömer, (Ya Resulallah, leşlere mi söylüyorsun?) dedi. Resulullah, (Rabbimin hakkı için söylüyorum ki, siz beni onlardan daha iyi işitmezsiniz. Fakat cevap veremezler) buyurdu. (Buhari, Müslim) [Hz. Ömer’in ölünün işittiğini bildiği halde böyle sorması, dindeki bir hükmün vesika haline gelmesi içindir.]