Bayramların Bizlere Kazandırdıkları
Takvîmlere göre inşâallah 2 gün sonra, mübârek “Kurbân Bayramı”na kavuşmuş olacağız. Kurban bayramı, Allahü teâlânın, ümmet-i Muhammed’e ihsân buyurduğu iki dînî bayramdan ikincisidir.
Kurbân ibâdeti, dünyâya gönderilen ilk insan ve aynı zamanda ilk Peygamber olan Hz. Âdem’den beri bilinen ve yapılan mâlî bir ibâdettir. Dünkü makâlemizde de belirttiğimiz gibi kurbân, Kur’ân-ı kerîmde [Bakara 67-71, 196; Mâide 2, 27, 95, 97, 103; Hac 34, 36-37; Sâffât 102-107; Fetih 25; Kevser 2] muhtelif yönleriyle beyân buyurulmaktadır. Bu konuda, Peygamber efendimizin de birçok hadis-i şerifleri vardır.
İslâm âlimleri de, gerek konuyla alâkalı hadîs şerhlerinde, gerek fıkıh kitaplarında kurban hakkında çok değerli bilgiler vermişlerdir. 14 asırdan beri de, kurbanla mükellef olan bütün müslümanlar bu ibâdeti yapagelmişlerdir. Konunun uzmanı olmayan ve ehliyetsiz kimselerin gelişigüzel söyledikleri veya yazdıkları, nakle ve akl-ı selîme dayanmıyan, indî söz ve yazılarına itibâr edilmemelidir.
Kurban, Peygamber Efendimize farz; fakat Hanefi mezhebine göre, ümmetinden zengin olanlara vâcip; Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre ise sünnet-i müekkededir.
Şüphe yok ki, bayramların cemiyet hayatımızda çok özel yerleri vardır. Şöyle ki:
1- Bayram sabahında, çocuklar, gençler, olgunlar ve yaşlılar grup grup câmilere doluşurlar, büyük bir huşû içerisinde sabah ve bayram namazlarını edâ ederler.
2- Bayram namazından sonra bütün müslümanlar birbirlerinin bayramlarını tebrîk ederler.
3- Daha sonra âile büyükleri, eş-dost, akrabâ ve komşuları ziyâret ederek, büyüklerin ellerini öpüp duâlarını alırlar. Böylece bayramlar sevgi ve saygının artmasına vesîle olur.
4- Yine dînî bayramlarımızdaki güzel âdetlerimizden biri de, yetîmler, fakîrler, garîpler ve çocukların sevindirilmesi, yardıma muhtâç kimselere yardım ellerinin uzatılması, ictimâî yardımlaşma ve dayanışmanın tezâhür etmesidir. Ramazan bayramında fakîrlere sadaka-ı fıtır verilmesi; kurban bayramında ise, akrabâya ve komşulara kurbân etinden dağıtılması ne kadar hikmetlidir.
5- Dînî bayramlar, milletimizin birlik-beraberliğine ve dargınların-küskünlerin barışmalarına vesîle olduğu gibi, ölülerimizin bile sevinmelerine sebep olmaktadır. Çünkü bayramlarda kabirler ziyâret edilmekte, mevtânın rûhlarına Fâtiha-i şerîfe, diğer sûre ve duâlar gönderilmektedir.
6- Bütün dünyâda dîn ve diyânetlerini, ırz ve nâmûslarını, vatan ve memleketlerini, can ve mallarını müdâfaa ederken şehîd düşen, bayrama yetişemeyen müslümanlar da unutulmamakta, onlar için de Kur’ân-ı kerîm okunup rûhlarına gönderilmektedir.
Bayram gün ve geceleri mübârek zamanlardan olduğu için, gâzî, mecrûh olan, dul ve yetîm kalan çocuk, genç ve ihtiyâr bütün müslümanlara da duâ edilmektedir.
7- Yine belirtelim ki Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için bazı gecelere, günlere ve aylara kıymet vermiş, bu zamanlarda yapılan duâ, tevbe, namaz, oruç, sadaka-i fıtır, kurban gibi muhtelif bedenî ve mâlî ibâdetleri kabul edeceğini bildirmiştir.
Aslında kulların çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve aylar birer sebep kılınmıştır.
8- Dünkü makalemizde de ifâde ettiğimiz gibi, Sevgili Peygamberimiz: “Ramazan bayramı, Kurban bayramı ve teşrik günleri, biz ehl-i İslamın bayramıdır; bugünler yeme ve içme günleridir” ve “Ramazan bayramında namaz ve sadaka-i fıtır, Kurban bayramında ise, namaz ve kurban vardır” buyurmuşlardır.
Osmanlı Devleti’nin son dönem âlimlerinden Mehmed Zihnî Efendi’nin “Ni’met-i İslâm” kitâbında deniliyor ki:
“Bayram günleri şunları yapmak sünnettir:
1- Erken kalkmak,
2- Gusül abdesti almak,
3- Misvâk ile dişleri temizlemek,
4- Güzel koku sürünmek,
5- Yeni ve temiz elbise giymek,
6- Sevindiğini belli etmek,
7- Fıtır (Ramazan) bayramı namâzından önce tatlı yemek, hurma yemek, tek adedde yemek.
8- Kurban kesen için, o gün ilk olarak kurban eti yemek.
9- Sabâh namâzını mahalle mescidinde kılıp, bayram namâzı için, büyük câmi’e gitmek.
10- O gün yüzük takmak,
11- Câmi’e erken ve yürüyerek gitmek.
12- Bayram tekbîrlerini, Fıtır (Ramazan) bayramında sessiz, Adhâ (Kurbân) bayramında cehren söylemek.
13- Dönüşte, başka yoldan gelmek; çünkü, ibâdet yapılan yerler ve ibâdet için gidip gelinen yollar, kıyâmet günü şehâdet edeceklerdir.
14- Mü’minleri güler yüzle ve “Selâmün aleyküm” diyerek karşılamak.
15- Fakîrlere çok sadaka vermek, [İslâmiyyeti doğru olarak yaymak için çalışanlara yardım yapmak.] Sadaka-i fıtrı, bayram namâzından önce vermek.
16- Dargın olanları barıştırmak,
17- Akrabâyı ve din kardeşlerini ziyâret etmek, onlara hediyye götürmek de sünnettir.
18- Erkeklerin, kabirleri ziyâret etmeleri de sünnettir.”
Cenâb-ı Hak, milletçe, sıhhat ve âfiyet içerisinde, daha nice bayramlara kavuştursun.