Perşembe, Kasım 21, 2024
Gazete Makaleleri

Zekâtla İlgili Bilgiler

Zekât nisabı, 20 miskal, yani 96 g altın veya bu değerde para veya ticaret eşyasıdır. Zekât nisabına malik olan kimseye zengin denir. Zekâta tabi malların veya paranın, sene içindeki azalıp çoğalmasına itibar edilmez. Nisaba malik olduktan bir yıl sonra elde kalan mal, nisabı buluyorsa, kırkta biri zekât olarak fakirlere verilir. Nisabdan aşağı ise verilmez. Zekât; kârdan değil, ticaret malının veya paranın tamamından verilir.

Alacaklar nisap hesabına dahil edilir. Alacaklar tahsil edildikten sonra zekâtları verilir. Daha almadan verilebilir. Borçlar, mevcut para veya maldan çıkarılır. Geri kalanın zekâtı verilir. Ticaret için olmayan evler, arsalar, vasıtalar, demirbaş eşyalar zekât nisabına dahil edilmez. Ticaret için alınıp ticaret için saklanan malların, altın, gümüş, her çeşit paranın zekâtı verilir. Evin, arabanın, zekâtı olmaz. Araba, ev ve arsa alıp satan, bunların zekâtını verir. Çünkü bunlar ticaret malı olmuştur. (Her şeyin bir zekâtı var. Evin zekâtı, misafir odasıdır) hadis-i şerifi misafir kabul etmenin önemini bildiriyor.

Bir zenginin bir fakirden alacağı olsa, fakire borç senedini verip, “Sana alacağım kadar zekât vermeye niyet ettim. Sen de borcuna karşılık kabul et, böylece ödeşmiş olalım” dese, fakir de kabul etse, zengin zekâtını vermiş olmaz. Çünkü zekât, borç senedi vermekle, razı olmakla verilmiş olmaz. Ancak mal teslim etmekle olur. Bu zenginin zekâtını fakire vermesi, fakirin de, aldıktan sonra, tekrar zengine geri vererek borcunu ödemesi gerekir. Ev kirasını ödeyemeyen fakir kiracıya, mal sahibi kirayı almadan ona bağışlasa, bu para zekât yerine geçmez sadaka olur. (R.Muhtar)

Zekât verirken bilezik, yüzük gibi altınların işçilik ve sanat değerine değil, ağırlığına itibar edilir. Mesela Reşat altını ile Aziz lira 7.2 g olarak kabul edilir. Yani 12 ayardan fazla olan bütün altınlar, tartılır. Kırkta biri zekât olarak verilir. Bilezik, küpe, yüzük gibi çeşitli ayarlarda altını olan, bunların içinden en yüksek olanının ayarından vermesi evla, ortalamasından vermesi caiz, en düşüğünden vermesi ise, mekruhtur. Zekâta tabi mallar, altın liraların en düşüğünün alış fiyatına göre hesap edilir.

Kadınların altın ve gümüşten başka diğer süs [ziynet] eşyaları zekâta tabi değildir. Pırlanta, elmas gibi ziynet eşyalarının zekâtı verilmez. Şafiide, kadınların altından olan ziynetlerinin de zekâtı verilmez.

Nisabın üstünde bileziği olan kadın, zekâtını kendi verir. Veya (Zekâtımı sen bir fakire ver) diye kocasını veya başka birini vekil ederse, vekil kendi parası ile zekâtı verebilir. Borçlu ve fakire, hanımı zekât verebilir. Namaz kılmayan, oruç tutmayan bir müslümanın da zekât vermesi gerekir! Borçsuz fakire nisap miktarı veya daha çok zekât vermek mekruhtur. Zekât verirken, zekât demek gerekmez. Hediye denilse de caizdir. Zekât, ticareti yapılan maldan veya aynı değerde altın olarak verilir.

İstenince satılabilen hisse senetleri, ticaret malı gibi, zekâtın hesap edildiği tarihteki piyasa değeri üzerinden nisaba dahil edilir. Gölde yetiştirilen balıklar satılınca, bu para diğer zekâta tâbi mallarla beraber nisaba ulaşırsa zekâtı verilir.

Zekât, farz olduktan sonra verilir. Nisaba ulaşan, zengin olduğu tarihi, kameri aya göre bir yere yazar. Mesela, 3 Recepte zengin olmuşsa, bir yıl sonra Recebin üçü gelince yine nisap kadar parası ve ticaret malı varsa zekâtını verir. Ramazan ayını beklemez. Günü gelmeden zekât vermekte de mahzur yoktur, çok iyi olur. Hatta gelecek birkaç yılın zekâtını önceden vermek de caizdir. Bir kimse, zekâtını yanlış hesap edip, bir altın zekat vermesi gerekirken iki altın hesap etse, fakire verdikten sonra tekrar hesap etse, bir altın vereceğini anlasa, ikinci yıl vereceği zekâta bu bir altını mahsup eder.

Ana babaya, dedeye, büyük anneye, evlada, toruna, hanıma ve kâfire zekât verilmez. Fakir olmak şartı ile geline, damada, kayınvalideye, kayınpedere, kayınbiradere, üvey çocuğa zekât verilir. Hala, amca, dayı, teyze gibi akrabaya zekât vermek daha çok sevap olur.