Son Peygamber Muhammed Aleyhisselâmın Bazı Fazîletleri – 2
Dünkü makâlemizde, 11 madde hâlinde, Sevgili Peygamberimizin bazı üstünlüklerinden bahsetmeye çalıştık. Bugün, aynı konuya birkaç madde daha eklemek istiyoruz:
12- a) Târih ve Mevlid kitaplarında da yazılı olduğu üzere, dünyâya geleceği zaman, çok büyük alâmetler görülmüştür.
b) Dünyâya geldiği zaman, yeryüzündeki bütün putlar, tapınılan heykeller yüzüstü devrildiler. [Sava gölü kurudu; Semâve vâdîsi taştı; Kisrâ’nın sarayından 14 burç yıkıldı; Mecûsîlerin 10 asır boyunca hiç söndürmedikleri ateşleri o gece söndü.]
c) Kezâ O, dünyaya gelince, şeytanlar göğe çıkamaz, meleklerden haber alamaz oldular. d) Yine O dünyâya geldiği zaman, melekler tarafından sünnet edilmiştir. [Mübârek göbeği de meleklerce kesilmiştir.]
13- a) Beşiğini melekler sallardı.
b) Beşikte iken konuşmaya başladı.
c) Beşikte iken gökteki ay ile konuşurdu; ay, onun mübârek parmağı ile işâret ettiği tarafa meylederdi.
d) Çocuk iken, açıklarda gezerken, başı hizâsında bir bulut da birlikte hareket ederek gölge yapardı. Bu hâl, Peygamberliği başlayıncaya kadar devâm etti.
e) Üç yaşında iken ve kırk yaşında Peygamberliği bildirildiği vakit ve elliiki yaşında mîraca götürülürken, melekler göğsünü yardı. Cennetten getirdikleri leğen içinde Cennet suyu ile kalbini yıkadılar.
14- Her Peygamberin sağ eli üstünde nübüvvet mührü vardı. Muhammed aleyhisselâmınki ise, sırtında sol küreğindeki derisi üzerinde, kalbi hizâsında idi.
Cebrâîl aleyhisselâm kalbini yıkayıp, göğsünü kapadığı zaman, Cennetten getirdiği mühür ile sırtını mühürlemişti.
15- Aklı, bütün insanların aklından daha çoktur.
16- İnsanlarda bulunabilecek bütün iyi huyların hepsi Ona ihsân olundu.
Büyük şâir Ömer bin Fârıd’a, “Şiirlerinde, Resûlullahı niçin medhetmedin?” dediklerinde, “O’nu medhetmeye gücüm yetmiyeceğini anladım; O’nu medhedecek kelime bulamadım” demiştir.
17- Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, her Peygamberi ismi ile bildirmiştir. Muhammed aleyhisselâmı ise, “ey Resûlüm, ey Peygamberim” diyerek Onu yücelten vasıflar ile bildirmiştir.
18- Sevgili Peygamberimizi, ismi ile çağırmak, yanında yüksek sesle konuşmak, uzaktan kendisine seslenmek, yolda önüne geçmek harâm edilmiştir.
Halbuki başka Peygamberlerin ümmetleri, kendilerini isimleri ile çağırırlardı.
19- Allahü teâlâ, bütün Peygamberlere, “Muhammed aleyhisselâm sizin zamanınızda Peygamber olursa, ümmetlerinize, ona îmân etmelerini de emrediniz” diye emir buyurdu.
20- a) İnsanlar ve melekler içinde, en çok ilim O’na verildi. Ümmî olduğu hâlde, yâni kimseden birşey öğrenmemiş iken, Allahü teâlâ, O’na herşeyi bildirmiştir. Âdem aleyhisselâma herşeyin ismi bildirildiği gibi, O’na da herşeyin ismi ve ilmi bildirilmiştir.
b) Ümmetinin isimleri ve aralarında olacak şeylerin hepsi kendisine bildirildi.
21- Üstünlüklerinin en üstünü, “Habîbullah” olmasıdır. Allahü teâlâ, O’nu kendisine sevgili, dost yapmıştır. O’nu herkesten, her melekten daha çok sevmiştir.
Allahü teâlâ, hadîs-i kudsîde, “İbrâhîm’i kendime Halîl (dost) yaptım; seni ise kendime Habîb (sevgili) yaptım” buyurmuştur.
22- Muhammed aleyhisselâm mâsum idi. Bilerek ve bilmiyerek, büyük ve küçük, kırk yaşından (yani Peygamber olmasından) evvel ve sonra, hiçbir günâh işlememiştir. Çirkin hiçbir hareketi görülmemiştir.
23- Onu sevmek her mü’mine farzdır. Peygamberimiz, “Allahü teâlâyı seven, beni sever” buyurdu. Onu sevmenin alâmeti, dînine, yoluna, sünnetine ve ahlâkına uymaktır. Kur’ân-ı kerîmde meâlen, “Bana uyarsanız, Allahü teâlâ sizi sever” demesi emrolundu.
24- Onun Ehl-i Beyt’ini sevmek vâcibdir. “Ehl-i beytime düşmânlık eden münâfıktır” buyurmuştur. Ehl-i Beyt, zekât alması harâm olan akrabâsıdır. Bunlar, zevceleri ve dedesi Hâşim’in soyundan olan müminlerdir ki, Hz. Alî’nin, Akîl(Ukayl)’in, Câfer-i Tayyâr’ın ve Abbâs’ın soyundan olanlardır.
25- Eshâbının hepsini sevmek vâcibdir. Sevgili Peygamberimiz, “Benden sonra, eshâbıma düşmanlık etmeyiniz! Onları sevmek, beni sevmektir. Onlara düşman olmak, bana düşman olmaktır. Onları inciten, beni incitmiş olur. Beni inciten de, Allahü teâlâyı incitir. Allahü teâlâ, kendisini incitene azâb eder” buyurdu.
26- Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâma, gökte ve yerde ikişer yardımcı yaratmıştır. Bunlar gökte Cebrâîl ile Mikâîl (aleyhime’s-selâm), yerde ise Ebû Bekr ile Ömer (radıyallahü anhümâ)’dır.
27- a)Cebrâîl aleyhisselâmı “melek” şeklinde [aslî hüviyetiyle] iki kere görmüştür. Başka hiçbir Peygambere “melek” şeklinde görünmemiştir.
b)Kendisine Cebrâîl aleyhisselâm yirmidört bin kere gelmiştir. Başka Peygamberlerden en çok olarak Mûsâ aleyhisselâma, dörtyüz kere gelmiştir.
c)İsrâfil aleyhisselâm da Muhammed aleyhisselâma çok kere gelmiştir. Başka Peygamberlere yalnız Cebrâîl aleyhisselâm gelmiştir.
Allahü teâlâ, bizleri O’nun şefâatine nâil eylesin.