Cuma, Kasım 15, 2024
Makaleler

Şevvâl-i Şerîf Orucunun Fazîleti

Aslında, bedenî ibâdetlerden olan orucu, [oruç tutulması harâm, yasak veya mekrûh olan zamanlar hâricinde] her zaman tutmak sevâptır; fakat Şevvâl ayında tutulan orucun sevâbı daha çoktur. 

Oruç kazâsı olmayanların, nâfile oruç tutmaları çok sevâptır. Ama kazâları varsa, tabîî ki önce onları bitirmelidirler. Şunu unutmamalıdır ki, farz olan bir ibâdet, bir özürden dolayı vaktinde yapılamamış ise, bunu daha sonra, hemen ilk fırsatta kazâ etmelidir; edâsı farz olan ibâdetlerin kazâsı da farzdır.

Ramazân-ı şerîften sonra, Şevvâl ayında tutulan oruçlar sâyesinde, insan günâh kirlerinden temizlenir. Bu oruçlar, Ramazân orucunun eksikliklerini de tamâmlar. Ali el-Havvâs hazretleri buyurmuştur ki: 

“Şevvâl ayında tutulan bu altı günlük oruca da, Ramazân-ı şerîfteki saygıyı göstermelidir. Çünkü Şevvâl ayında tutulan oruçlar, Ramazân ayındaki oruçların eksikliklerini ta’mîr durumundadır.”

Ramazân ayında oruç tuttuktan sonra, Şevvâl ayında da 6 gün oruç tutanlar, senenin tamâmını oruç tutmuş gibi olurlar. Sevgili Peygamberimiz buyurmuşlardır ki:

“Ramazân orucunu tutup, Şevvâl ayında da altı gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi olur.”

“Ramazân orucu ile Şevvâlde de altı gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş sayılır.” [İbn-i Mâce]

Ayrıca şunu belirtelim ki, Kur’ân-ı kerîmde, “Bir hasene işleyene, en az 10 sevâb verilir” buyurulmaktadır. Bunun için, Ramazân-ı şerîfte tutulan 30 gün oruca karşılık 300, Şevvâl ayında tutulan 6 gün oruca karşılık da, 60 gün sevâb yazılacağından, toplam 360 gün oruç tutulmuş gibi olur.

ŞEVVÂL ORUCUNUN FAZÎLETİ

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Ramazândan sonra, Şevvâl ayında da 6 gün oruç tutan, anasından doğduğu günkü gibi günâhsız olur.” [Taberânî]

“Ramazân ayı orucu on aya, Ramazândan sonra tutulan 6 gün oruç da iki aya mukâbil olur ki, böylece bir yıl oruç tutma sevâbına kavuşulur.” [İbn-i Huzeyme]

Şevvâl ayında tutulacak olan nâfile veya kazâ oruçları, [Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmak sünnet olduğundan] bu günlerde tutmak çok iyi olur. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Cennetin kapıları, Pazartesi ve Perşembe günleri açılır.” [Müslim]

“Pazartesi ve Perşembe günleri, günâhların affedildiği günler olduğu için, ben bugünlerde oruç tutuyorum.” [Müslim]

 “Ameller, Pazartesi ve Perşembe günleri, (Allahü teâlâya) arz olunur. Ben de amelimin oruçlu iken arz olunmasını isterim.” [Tirmizî] 

Oruç kazâsı olanların da bugünlerde tutmaları iyi olur. Her ay, 3 gün oruç tutmak çok iyidir. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyurulmuştur ki:

“Her [kamerî] ayda, üç gün oruç tutmak, bütün yılı oruçlu geçirmek gibi sevâptır.” [Buhârî]

“Her ay 3 gün oruç tutan, yılın tamâmında oruç tutmuş gibi olur.” [Müslim]

“Her ay 3 gün oruç tutanın kalbinin pası temizlenir.” [Nesâî]

“Her ay 3 gün oruç tutanın kalbindeki kin yok olur.” [Bezzâr]

“İbrâhîm aleyhisselâm, her ayda 3 gün oruç tuttu. Allâhü teâlâ da ona, ömrü boyunca oruç tutmuş gibi sevâp verdi ve ömür boyu sanki yiyip-içmiş gibi de zindelik, kuvvet verdi.” [Beyhekî]

ŞEVVÂL ORUCUNUN ZAMANI

Bazı âlimler, bu 6 gün orucun, bayramdan sonra, vakit geçirmeden, hemen tutulmasının iyi olacağını bildirmişlerdir. Ama bu oruçları aralıklı olarak tutmak da câizdir.

Bu oruçları, “Eyyâm-ı bîd” denilen kamerî ayların 13, 14 ve 15. günleri tutmak iyi olur. Çünkü hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Ayda 3 gün oruç tutan, ayın 13, 14 ve 15. günlerinde tutsun.” [Nesâî]

“Her ay, eyyâm-ı bîd’da oruç tutan kimse, yılın tamâmında oruç tutmuş gibi sevâba kavuşur.” [Nesâî]

Şevvâl ayında olsun, diğer mübârek gün ve aylarda olsun, tutulan oruçlar hep nâfiledir. Ya’nî farz oruç gibi değildir. Sevâbı ne kadar çok olursa olsun, nâfile oruçların hiçbiri, farz ile kıyâslanamaz.

Oruç kazâsı olmayanın, nâfile oruç tutması çok sevâptır. Farz borcu olanların nâfilelerine sevâb verilmeyeceği bildirilmiştir. Meselâ farz namaz borcu olan, nâfile ve sünnet kılamaz, ancak oruç tutabilir. Çünkü bu kişi, ikinci Ramazân’a kadar oruç borcunu ödeyebilir.

Ama Şevvâl ayındaki bu “altı gün”leri tutarken, kazâya da niyet ederse, hem bugünlerde oruç tutmuş olur, hem de kazâsını ödemiş olur. Bunun için üzerinde oruç kazâsı olanlar, Şevvâl ayında ve diğer mübârek günlerde tuttukları oruçlara niyyet ederken, kazâya kalan oruca niyyet etmelidirler. Böylece hem kazâları ödenmiş, hem de o mübârek günlerde oruç tutup va’dedilen sevâba kavuşmuş olurlar.

Şüphesiz ki, herhangi bir nâfile ibâdetin sevâbına kavuşabilmek için, îmânda ve farzlarda kusûr olmaması, harâmlardan kaçıp günâhlara tevbe etmek ve o işi ibâdet olarak yapmaya niyet etmek de şarttır.