Perşembe, Kasım 21, 2024
Gazete Makaleleri

Mükemmel İnsan Nasıl Olur?

Makalemizin hemen başında belirtelim ki, eğer bütün insanlar, İslâm ahlâkı üzere yaşasalar, dünyâda ne kötülük, ne hîle, ne savaş, ne şiddet, ne de zulüm kalır. İslâm dîni kadar, açık ve mantıkî; ferdlere, âilelere ve cemiyetlere bu kadar faydalı hiçbir dîn yoktur. Bu dînin esâsını anlayan, seven ve uygulayan bir kimse, dünyâ ve âhirette mutlu olur. Bunun için, mükemmel bir insan olmaya gayret etmek lâzımdır.

İslâmın güzel ahlâkı hakkında İslâm âlimleri buyuruyorlar ki:

Her binânın bir temeli vardır. İslâmın temeli de güzel ahlâktır. Güzel ahlâk; güler yüzlülük, cömertlik ve kimseyi üzmemek demektir. Güzel ahlâkın en azı, meşakkatlere göğüs germek, yaptığı iyiliklerden karşılık beklememek, bütün insanlara karşı şefkatli olmaktır. Güzel ahlâk, Yaratan’dan dolayı, yaratılanları hoş görüp, onların eziyetlerine sabırdır. Bir müslümana çatık kaşla bakmak harâmdır. Güler yüzlü olmayan, mü’min sıfatlı değildir. Herkese karşı güler yüzlü olmalı. Kısacası müslüman, hasreti çekilen insân demektir. Zâten iyi insan da, iyi ahlâklı insan demektir.

GÜZEL AHLÂK HAKKINDA BAZI HADÎS-İ ŞERÎFLER

Bu konuda bir çok hadîs-i şerîf vardır; yerimizin müsâadesi ölçüsünde birkaçını alalım:

“En iyi kimse, huyu en güzel olandır.” [Buhârî]

“Sizin îmânca en güzeliniz, ahlâkça en güzel olanınızdır.” [Hâkim]

 “En fazîletli mü’min, ahlâkı en güzel olandır.” [Tirmizî]

“Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.” [Beyhakî]

 “Dîn, güzel ahlâktır.” [Deylemî]

 “Ahlâkınızı güzelleştiriniz.” [İbn-i Lâl]

“Güzel ahlâk, senden kesilen akrabânı ziyâret etmek, sana vermeyene vermek, sana zulmedeni affetmektir.” [Beyhakî]

“Mallarınızla herkesi memnûn edemezsiniz. Güler yüz ve tatlı dil ile, güzel ahlâkla memnun etmeye çalışınız!” [Hâkim]

“Yumuşak davran! Sertlikten sakın! Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir.” [Müslim]

 “Yumuşak huylu kimseye, dünyâ ve âhiret iyilikleri verilmiştir.” [Tirmizî]

“Halka kolaylık, yumuşaklık gösteren müslümanın Cehenneme girmesi harâmdır.” [İ. Ahmed]

Bir kimse, Resulullah’tan nasîhat isteyince: “Gazaplanma yani hiddetlenme, öfkelenme, kızma, sinirlenme” buyurdu. Birkaç kere sordu, hepsinde de “Kızma, sinirlenme” buyurdu. (Buhârî)

MÜKEMMEL İNSAN NASIL OLUR?

Makalemizin başlığında geçeninsan-ı kâmil yanî mükemmel insan olma” konusu, sadece günümüzün konusu değildir. “Mükemmel insan nasıl olur?” sorusuna âlimler, mükemmel insanın bazı vasıflarını sayarak şöyle cevap vermişlerdir:

Kâmil insan, âilesini, milletini ve vatanını sever. Ana-babasına, hocalarına, âmirlerine karşı saygılıdır.

Hiç kimsenin canına, malına ve ırzına tecâvüz etmez. Hasetçi değildir. Başkasının zararına sevinmez. Onlara karşı kin beslemez. Üç günden fazla dargın durmaz, küsmez.

Büyüklenmez, son derece mütevâzı, alçak gönüllüdür. Kendisine başvuran herkesi dinler ve imkân buldukça yardım eder. Vakârlı, kibâr, ağır başlı, haysiyetlidir. Güler yüzlü, tatlı dilli, doğru sözlüdür. Yumuşaktır, fakat pasif değildir. Vara-yoğa kızmaz; kızsa da zararlı iş yapmaz.

Cömerttir, cimri değildir. Dedikodu etmez, sû-i zanda bulunmaz. Hâinlik etmez. Sahtekâr değildir. Sözünde durur, kimseyle alay etmez, onlara zulmetmez. Fitne çıkarmaz, özür dileyeni affeder.

Vaktini boşa geçirmez. Lüzûmsuz şeylerle uğraşmaz. Ancak faydalı şeylerle meşgûl olur. Kumar oynamaz, sarhoş olmaz, içki içmez, uyuşturucu kullanmaz, yalan söylemez, hırsızlık, gasp yapmaz, haksız yere adam öldürmez, hattâ hiçbir canlının cânına kıymaz, kimsenin hakkına tecâvüz etmez…..

[Bu cümleleri çoğaltabiliriz, ama makalemizin hacmi kâfî gelmiyecektir. Bu bakımdan biz burada “zikr-i cüz’ irâde-i kül” yanî parçayı zikredip bütünü kasdetme kâidesini uygulayalım ve bu kadarcıkla yetinelim.]

Bir kısmı sayılan bu  emir ve yasaklar,  aslında İslâmiyet’in emirlerinin çok cüz’î bir kısmıdır.İslâmiyet’in emirleri, bütün fertlere, âilelere ve cemiyetlere faydalı olan şeylerdir. Yasakları ise, kesinlikle bütün insanlara zararlı olan şeylerdir. Herhangi bir müslüman, bu emir ve yasaklara uyduğu ölçüde mükemmel insan olur. Tam uyabilirse, mükemmelliği de tam olur. Allahın sâlih, evliyâ kulları böyledir.

İNSAN, SEVECEĞİ KİMSEYİ İYİ SEÇMELİ

Hadîs-i şerîfde: “Kişi sevdiği ile berâberdir” buyuruluyor. Bu dünyâda kimi seversek, âhırette onunla beraber olacağız. Onun için dâimâ iyi kimseleri sevmeye ve onlarla beraber olmaya gayret etmelidir. Allahü teâlânın sevdiği şeyleri ve kimseleri sevmek, sevmediklerini sevmemek, îmânın alâmeti ve temelidir; bu hâl, bizim de yüce Allah tarafından sevilen insanlardan olmamızı sağlar.

İslâm âlimleri buyuruyorlar ki: “İnsan, seveceği kimseyi iyi seçmeli, ona göre sevmeli.”

Bunun için,  İslâm büyüklerinin şu tavsiyeleri son derece önemlidir: Her gün Ehl-i Sünnet âlimlerinin, Evliyânın, Allahü teâlânın dostlarının kitaplarındaki sözlerinden, hayâtlarından, menkıbelerinden bazı kesitleri okumalı. İslâm büyüklerini, Ehl-i Sünnet âlimlerini  sevmek, anlatmak ve sevdirmek bir müslümanın en önemli şiârı olmalıdır.