Cumartesi, Kasım 16, 2024
Makaleler

Mübârek Kadir Gecesi, Sâdece Ümmet-i Muhammed’e Lutfedilmiştir

Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için bazı gece, gün ve aylara kıymet vermiş, bu gece, gün ve aylardaki duâ, tevbe, namaz ve oruç gibi ibâdetleri kabûl edeceğini bildirmiştir. Aslında Cenâb-ı Hak, kullarının çok ibâdet yapmaları, duâ ve tevbe etmeleri için böyle gece, gün ve ayları birer sebep kılmıştır. O hâlde böyle gece, gün ve ayları birer ganîmet bilmeliyiz.

“Bereketli, hayırlı, faydası bol, feyizli” demek olan “mübârek” sıfatıyle sıfatlanan ve İslâm dîninin kıymet verdiği on geceden [hicrî-kamerî sene içerisindeki sırasına göre, 1 Muharrem, 10 Muharrem (Aşûre gecesi), Mevlid, Regâib, Mi’râc, Berât, Kadir, Ramazân Bayramı, Arefe ve Kurbân Bayramı gecelerinden] biri de Kadir gecesidir.

Bilindiği üzere, bazı mekânlar emsâline göre daha mukaddes, bazı insanlar akrânına nisbetle daha muhterem olduğu gibi, bazı zamanlar da benzerlerine nazaran çok daha kudsî, mukaddes ve mübârektir. Nasıl ki, altûn madeni demir, bakır, kömür gibi madenlerden çok üstün ise; yine yâkût taşı diğer normal taşlardan çok kıymetli ise, gül çiçeği çiçeklerin şâhı ise, bu gece de diğer normal gecelerden çok üstündür.

Kur’ân-ı Kerîmin, Resûlullah Efendimize gelmeye başladığı ve Ramazân ayı içinde olan “Kadir gecesi”nin fazîleti (üstünlüğü), bin aydan daha fazîletli [hayırlı, kıymetli] olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de “Kadir sûresi”nde açıkça bildirilmiştir. Kadir gecesi, Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: “Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir gecesidir.”

KADİR SÛRESİNİN ESBÂB-I NÜZÛLÜ

Kadir sûre-i celîlesinin esbâb-ı nüzûlü [iniş sebepleri] hakkında tefsîr kitaplarında şu rivâyetleri görüyoruz:

1- Bir gün Peygamber Efendimiz, önceki ümmetlerden bir mü’minin, 1.000 (bin) ay, durmadan, gece-gündüz Allah yolunda cihâd ettiğini anlatınca, orada hazır bulunan Eshâb-ı Kirâmdan bazıları:

“Biz, bu kısa ömrümüzle buna nasıl kavuşuruz? O mü’minin yaptığı bu ibâdeti nasıl yapabiliriz? Zâten ömrümüz buna yetmez “ dediler.

İşte bu sırada Cebrâîl aleyhisselâm, Peygamberimize “Kadir sûresi”ni getirdi. Böylece Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine, önceki ümmetlerin bin ayda (takriben 83 senede) yaptıkları ibâdetlerin sevâbını, bir gecede ihsân etmektedir.

İşte “Kadir gecesi”, böyle kıymetli, şerefli, mübârek bir gecedir. Hatta Eshâb-ı kirâm, “Kadir gecesinin bin aydan hayırlı, daha kıymetli olduğu” Kur’ân-ı kerîmde bildirilince, o kadar sevinmişlerdir ki, başka herhangi bir şeye bu kadar sevinmemişlerdir.

Her müslümân, Kadir gecesini bir ganîmet bilmeli, bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.

2- Resûlullah Efendimize, kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, “uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri sâlih amelleri, benim ümmetim işleyemezler” diye düşününce, Allahü teâlâ, ona bin aydan hayırlı olan “Kadir Gecesi”ni ihsân etti. (İmâm Mâlik)

3- Peygamber Efendimiz, “Benî İsrâîl peygamberlerinden 80 yıl, Allahü teâlâya ibâdet eden oldu” buyurunca, Eshâb-ı kirâm hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrâîl aleyhisselâm gelip; “Yâ Resûlallah, senin ümmetin bu peygamberlerin, 80 yıllık ibâdetine şaşarlar. Allah sana ondan daha iyisini gönderdi” diyerek, “Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır” meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu. (Tefsîr-i Muğnî)

4- Resûlullah Efendimiz, daha önceki ümmetlerden 1.000 (bin) sene cihâd eden insanları düşünüp, “benim ümmetimin ömrü kısadır, binâen aleyh daha az ibâdet ederler” diye üzülünce, Allahü teâlâ, “Kadir Gecesi senin ve ümmetinindir” buyurup Habîbinin kalbini ferahlandırdı. Hem de Kadir Gecesi, her Ramazân ayında gelir.

Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Bir hadîs-i şerîfte: “Allahü teâlâ, 5 şeyi 5 şey içinde: Rızâsını tâatte, gazabını günâhlarda, orta namazı 5 vakit namazda, evliyâsını halk arasında, Kadir gecesini ise Ramazân ayı içinde gizlemiştir” buyuruluyor.

O hâlde, Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemeli. Gazabı günâhlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günâhı küçük görmemeli ve işlememeli. Orta namazı kaçırmamak için, 5 vakit namazı vaktinde kılmalı. Evliyâsı insanlar arasında gizli olduğu için, herkese iyi muâmele etmelidir. Atalarımız, “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil” demişlerdir.

Evliyâdan bir zât (Abdülvehhâb-ı Şa’rânî), uzun tecrübelerine dayanarak, “Ramazân, Pazar günü başlarsa, Kadir gecesi 29. gecedir. Salı başlarsa 27. gece, Perşembe başlarsa 25., Cumartesi başlarsa 23., Pazartesi başlarsa 21., Çarşamba başlarsa 19., Cum’a başlarsa 17. gecedir” diyor ve ben, bu formül ile 30 sene Kadir gecesine kavuştum diye de ilâve ediyor.

Takvîmlere göre, inşâallah yarın Kadir gecesini idrâk edeceğiz. Bu vesîleyle, kıymetli okuyucularımızın, asîl milletimizin ve bütün müslümânların Kadir gecelerini cândan tebrik ediyoruz. Allahü teâlâ, bu mübârek geceyi, güzel memleketimiz ve İslâm âlemi için nice hayırlara vesîle eylesin.

MÜBÂREK KADİR GECESİNİN FAZÎLETİ

 “Kadir Gecesi”, Kur’ân-ı Kerîm’de medhedilen en kıymetli gecedir. Kur’ân-ı Kerîm, Resûlullah Efendimize bu gece gelmeye başlamıştır. Kadir gecesi hakkındaki hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“İnanarak ve sevâbını Allah’tan umarak, Kadir gecesini ihyâ edenin geçmiş günâhları affolur.” [Buhârî, Müslim]

“Allah, Kadir gecesini ümmetime hediye etti, ondan önce kimseye vermedi.” [Deylemî]

“Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi fazîletlidir. Allah, o günlerde duâ edenlerin isteklerini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsâna nâil olurlar. Bunlar, Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berât gecesi, Cuma gecesi ve günleri.” [Deylemî]

İçerisinde,  Kur’ân-ı kerîmin vahyedilmeye başladığı Kadir gecesi, Ramazân ayı içindedir ki, o gecenin bin aydan hayırlı olduğu, bizzât Allahü teâlâ tarafından beyân buyurulmuştur.

Hicrî-Kamerî ayların 9. [dokuzuncu]su olan Ramazân ayı, bütünü i’tibâriyle çok kıymetli ve şereflidir. Ramazân ayında yapılan bütün nâfile ibâdetlere verilen sevâp, başka aylarda yapılan farz ibâdetlere verilen sevâp gibidir. Bu ayda iyi iş ve ibâdet yapabilenlere, bütün sene boyunca da bu işleri yapmak nasip olur.

Her müslümân, onbir ayın sultânı olan Ramazân ayını ve bilhâssa bin aydan hayırlı, daha kıymetli olan Kadir gecesini bir ganîmet bilmeli, bu fırsatı iyi değerlendirmelidir. Çünkü bu mübârek ay bitmek üzeredir.

Kadir gecesinin fazîleti, üstünlüğü, bin aydan daha fazîletli, kıymetli, hayırlı olduğu Kur’ân-ı Kerîm’de Kadir sûresinde açıkça bildirilmektedir.

Ramazân-ı şerîf ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir. Bazı âlimlere göre [Şâfiî âlimler, en kıymetli gece Mevlid gecesidir demektedirler] Mevlid gecesinden sonra en kıymetli gecedir. Kadir Gecesi, Muhammed aleyhisselâmın ümmetine mahsûs bir gecedir. Başka Peygamberlere ve ümmetlerine böyle bir gece verilmemiştir.

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), Dört Halîfe ve sonra kurulan bütün İslâm devletlerinin ileri gelenleri, bu geceye çok hürmet göstermişler, geceyi ibâdet ederek geçirmişlerdir.

Osmanlılar zamânında, o gece memleketin her yerindeki bütün eğlence yerleri kapatılırdı. İstanbullular Eyyûb Sultân, Sultân Ahmed, Ayasofya Câmii ve bulundukları yerlerin câmilerinde sahûra kadar ibâdet eder, affedilmeleri için Cenâb-ı Hakk’a duâda bulunurlardı. Pâdişâh, akşamdan sonra, bir alayla Ayasofya’ya gelir, yatsı namazını orada edâ eder, sonra saraya dönerdi. Bu alaya “Kadir Alayı” denirdi.

KADİR GECESİ NE ZAMANDIR?

Kadir gecesi Ramazân ayı içindedir; [Bakara: 185 ile Kadir:1] ama Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bildirilmemiştir. Peki, Kadir gecesini nerede arıyacağız?

Hadîs-i şerîflerde, bu gecenin, Ramazân ayının son on gecesinde yani 20-30. geceleri arasında aranması bildirilmiştir. Nitekim Eshâb-ı Kirâm, Peygamber Efendimize Kadir gecesinin ne zaman olduğunu sorunca: “Kadir gecesini, Ramazân ayının son on gününde arayınız” buyurmuşlardır. Bir başka zaman sorduklarında ise, Kadir gecesini Ramazân ayının 27’sinde aramalarını emir ve tavsiye buyurmuşlardır.

Hz. Âişe vâlidemiz buyurdu ki: “Resûlullah, Ramazân ayının son on gününde her zamankinden daha fazla ibâdet ederdi.” (Tirmizî)

 Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden birkaçı da şöyledir:

“Kadir gecesini Ramazânın son on gününde arayın.” (Müslim)

“Kadir gecesini, Ramazânın son on gününün [21, 23, 25, 27 ve 29 gibi] tek gecelerinde veya Ramazânın son gecesinde arayınız. Sevâbını umarak Kadir gecesini ibâdetle geçirenin geçmiş ve gelecek günâhları affolur.” (İmâm Ahmed)

“Kadir gecesi, Ramazânın 27. gecesidir.” (Ebû Dâvud)

Kadir gecesini soran bir zâta Peygamber Efendimiz: “Bu yıl Ramazânın ilk gecesi idi geçti. 27. geceyi ihyâ et! Ramazânın 27. gecesini ihyâ edene, vücûdundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehîdlik ve gâzîlik sevâbı verilir” buyurdu.

Hz. Âişe vâlidemize hitâben de, “13. gece idi geçti. Kadir gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihyâ edersen, âhiret yolculuğu için azık olarak o geceki ibâdet sana yeter” buyurdu.

Başka bir sahâbîye de, “Bu yıl Kadir gecesi geçti; fakat Ramazânın 27. gecesini ihyâ et! Kadir gecesi sevâbına kavuşursun. Şefâatten nasipsiz kalmazsın” buyurdu.

“(Daha önce) Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihyâ eden, Kadir gecesini ihyâ etmiş gibi sevâb kazanır” hadîs-i şerîfini düşünerek, sık sık vâki olan 27. gece ihyâ edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevâba kavuşulur.

İmâm-ı Şâfiî, Kadir gecesi Ramazân-ı şerîf ayının 17. gecesi, İmâm-ı A’zam Ebû Hanîfe ise, 27. gecesi olması çok vâkı’ olur demişlerdir.

Kadir gecesine kavuşmak için her hâlde en pratik çâre şudur: Ramazânın bütün geceleri ihyâ edilirse, Kadir gecesine rastlanılmış olur.