Kimler Kurban Keser?
1- Bir çocuk, bayramın üçüncü günü bülûğa erse, diğer şartlar da varsa, ona kurban kesmek vacip olur. Bir kimse de, bayramın üçüncü günü ölse, ona kurban vacip olmaz, kurban borcu ile ölmüş olmaz.
2- Baygın iken, bayramın üçüncü günü ayılanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacip olur. Bayramın üçüncü günü bayılıp, güneş battıktan sonra ayılan zenginin kurban kesmesi vacip olmaz.
3- Önceleri fakir iken, üçüncü günü zengin olanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacip olur. Fakir bir kimse, bayramın üçüncü günü ikindiden sonra da zengin olsa, kurban kesmesi gerekir.
4- Seferi iken, bayramın üçüncü günü mukim olanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacip olur. Mukim iken, bayramın üçüncü günü sefere çıkanın, kurban kesmesi vacip olmaz. Daha önce kesmişse, vacip sevabı alır. Kesmemişse, sefere çıktığı için borç üzerinden düşer.
5- Esir iken, üçüncü günü hür olanın, diğer şartlar da varsa, kurban kesmesi vacip olur. Hür iken, bayramın üçüncü günü esir olup, güneş batana kadar esir kalanın kurban kesmesi vacip olmaz.
Fıtra ve kurban nisâbına malik olana zengin denir. Bunun fıtra vermesi vacip olur. Mükellef ise, yani büluğa ermiş akıllı ve mukim ise, yalnız kendisi için kurban kesmek de vacip olur. Bunun zekât alması haram olur. Miras ve mehir malları, nisâb hesabına katılır. Nisâb miktarı malı teslim aldıktan bir yıl sonra yalnız o yılın zekâtı verilir. Borçlar alacaklardan ve mevcut maldan çıkarılır. Kalan alacaklar, zekâtta olduğu gibi, kurban nisâbına dahil edilir.
Nisâb değerinde Mushafı, hadis, fıkıh ve diğer ilim kitapları bulunan kişi, bunları okuyorsa, nisâba dahil etmez. Okumuyorsa, okumayı bilmiyorsa, dahil eder.
Çeyiz olarak alınan eşyalar, kimin ise, o kurban keser. Baba, çeyiz olarak aldığı halde, evlenecek çocuğuna hediye etmemişse, çeyiz hâlâ babanın malıdır. Babanın kurban kesmesi gerekir. Hediye etmişse, çocuğunun kesmesi gerekir.
İhtiyaç eşyası demek; kıymetleri ne kadar çok olursa olsun, bir ev, bir aylık yiyecek, her yıl 3 kat elbise, çamaşır, evde kullanılan eşya ve aletler, hizmetçiler, binecek vasıtası, meslek kitapları ve ödeyeceği borçlarıdır. Bu eşyanın mevcut olması şart değildir. Eğer mevcut iseler, zekât, fıtra ve kurban için nisâb hesabına katılmazlar.
Ticaret için olmayan, ihtiyacından artan eşya, kiradaki ev, evindeki süs eşyası, yere serili olmayan halı, kullanılmayan fazla ev eşyası, sanat ve ticaret aleti, burada ihtiyaç eşyası sayılmaz. Bunlar fıtra ve kurban için, nisâb hesabına katılır.
Babanın, çocuğu için, çocuğun malından da kurban kesmesi gerekmez. Deli ile bunak, çocuk hükmündedir. Büyük çocuk ve hanımdan izinsiz, onlar adına kurban kesilmez.
Tarlasından aldığı mahsûl veya tarlanın, evin, dükkânın [atölyenin, kamyonun] bir senelik kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık geliri ve aldığı maaş ve ücret, aylık ihtiyacını ve kul borcunu karşılamayan kimse, İmam-ı Muhammed’e göre fakirdir. Fetva da böyledir. Şeyhayn’e göre zengin sayılır. Çünkü mülkü olan tarlanın ve bu demirbaş malların değeri, ihtiyacını karşılar ve nisâb kadar da artar. Bunun kirayı her alışta, bir miktar ayırıp, biriktirerek fıtra vermesi ve kurban keserek büyük sevaba kavuşması gerekir. Böyle bir kimse, fıtra vermez ve kurban kesmezse, İmam-ı Muhammed’e göre, günahtan kurtulur. Tarlasından hiç mahsûl almayan, kiraya da veremeyen kimse ve ihtiyacından fazla malı olup da, parası bulunmayan kimse, İmam-ı Muhammed’e uyarak, fıtra vermez ve kurban kesmez. Verir ve keserse, ikinci ictihada göre, fıtra ve kurban sevabına kavuşur.