Haccın Şartları
Haccın şartları iki kısımdır:
Vücûb şartları:
1- Müslüman olmak.
2- Kâfir memleketinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi.
3- Akıllı olmak.
4- Bâlig olmak.
5- Hür olmak.
6- Geçim ihtiyacından fazla olarak hacca götürüp getirecek ve geride kalan kimselere yetecek kadar, helal parası olmak.
7- Hac vakti gelmiş olmak. [Hac vakti, arefe ve bayram günleri olmak üzere, beş gündür.]
8- Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, çok ihtiyâr ve sakat olmamak.
Eda şartları ise şunlardır:
1- Hapsedilmiş veya yasaklı olmamak.
2- Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olmak.
3- Kadının hacca gidebilmesi için, üç mezhepte, zevcinin veya nikâhı düşmeyen ebedi mahrem akrabasından fâsık ve mürted olmayan âkıl ve bâlig veya mürâhık bir erkeğin beraber gitmesi lazımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lazımdır. Hadis-i şerifte, (Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!) buyuruldu. [Şâfii’de, mahremsiz olarak, iki kadın ile, farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şâfii mezhebini taklit etmesi için özür olur.]
4- Kadın, iddet hâlinde olmamak. [Vücûb şartları bulunmakla beraber, eda şartları da kendisinde bulunan kimsenin, o sene hacca gitmesi farz olur. O sene, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur. Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi lazım olmaz. O sene gitmez ise, günah olur. Sonraki senelerde, hac yolunda veya evinde hasta veya hapis, sakat olursa, yerine başkasını, kendi memleketinden bedel göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi lazımdır. Bedel gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı af olur.]
Vekilin, ihrama girerken, emreden kimse için, kalb ile niyet etmesi şarttır. Hac borcu olanın, öldükten sonra kendi için hac yapacak vekilin adını bildirerek, vasi olan kimseye emir vermesi lazımdır. Meyyit veya meyyitin vasi yaptığı yabancı kimse, vârislerden birini, diğer vârisler izin vermedikçe, vekil yapamaz. Bir kimse izin vermeden, başkasının, bunun yerine hacca gönderilmesi caiz değildir. Yalnız vâris, ölen akrabası, vasiyet etmemiş, yani hac parası ayırmamış ise, kendine miras kalan para ile, onun yerine hacca gidebilir veya başkasını gönderebilir. Böylece anasını veya babasını hac borcundan kurtarmış olur. Kendine de, farz olmuş ise, kendi için, ayrıca gitmesi lazımdır.
İstanbul’da bulunan bir kimsenin babası Erzurum’da sâkin iken vefat etse, babası, vasiyet etmedi ise, babası için birini vekil göndermek isterse, Erzurum’dan göndermesi farzdır. Başka yerden göndermesi Hanefi’de caiz değildir. Şâfii’de Mikât dışındaki her yerden göndermesi caizdir. Hatta, hacca giden birine para vererek, Mekke-i mükerremede bir vekil bulup, babası için, buna Mikât’tan hac yaptırtması Şâfii’de caizdir. Hanefi olanlar, paraları az ise, Şâfiiyi taklit ederek, vasiyet etmemiş ana, baba ve yakınları için, Mekke’de vekil tutabilirler. Fakat, parayı verirken, Şâfii’yi taklit ediyorum diye niyet etmesi lazımdır.
Erkeksiz kadın hacca gidemez. Giderse, haccı kabul olur ise de, haramdır. Erkeği ile gidince de, otelde, tavafta, say’da ve taş atarken, erkekler arasına karışması haramdır ve haccın sevabını giderdiği gibi, büyük günaha girer. Ebedi mahrem erkeği bulunmayan kadın, ihtiyarlayınca, göremez olunca veya iyi olmayacak bir hastalığa yakalanınca, yerine vekil gönderir. Daha önce göndermez.
Haccın farzları üçtür:
1- Haccı, ihramlı yapmak.
2- Vakfeye durmak. (Arefe günü Arafat’ın, Vâdi-yi Urene denilen yerinden başka herhangi bir yerinde, öğle ve ikindi namazlarından sonra vakfeye durulur.)
3- Kâbe-i muazzamayı (Tavaf-ı ziyaret) etmektir. (Devamı var)