Salı, Kasım 26, 2024
Gazete Makaleleri

Gençliğimize Sahip Çıkmalıyız

Yapılan iki araştırma biz babaları, dedeleri ve eğitimcileri kara kara düşündürmektedir. Bunlar, milleti ve memleketi seven herkesi de endişeye sevkedecek neticelerdir.

Önce, “Ulusal” TV’lerden birinde, 20.02.2005 tarihinde yayınlanan “haber”i ele alalım:

ERGENLİK ÇAĞINDAKİ ÖĞRENCİLER ARASINDA YAPILAN BİR ARAŞTIRMA

“Ergenler Arasında Suç İşleme Riski” konulu bu araştırma, “Yeniden Sağlık ve Eğitim Derneği” tarafından, “Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi”nin “Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezi” (ÇEMATEM) uzmanlarından Doç. Dr. Kültegin Ögel’in koordinatörlüğünde, İstanbul’da 15-18 yaş grubundaki 3 bin 500 öğrenci arasında gerçekleştirildi.

İstanbul’da, ergenlik çağındaki öğrenciler arasında yapılan bu araştırma, ilk suç işleme yaşının ağırlıklı olarak 13-15 olduğunu, suç işleyenlerin 1/5’inin de “ilk suçlarını 7-9 yaşları arasında işlediğini” ortaya çıkardı.

Yine araştırmaya göre, ilk suç işleme yaşı ağırlıklı olarak (yüzde 42.6) 13-15 yaş arasında gerçekleşirken, suç işleyen öğrencilerin yüzde 20’si de “ilk suçlarını işlediklerinde 7-9 yaşları arasında olduklarını” bildirdi.

Katılımcı öğrencilerin yüzde 10.8’i de, “polisle en az bir kere başlarının belâya girdiğini” kaydetti. Öğrencilerin yarıdan fazlası (yüzde 59.1) “sadece bir kez”, yüzde 23’ü “2-3 kez”, yüzde 4.4’ü “4-5 kez”, yüzde 13.5’i ise “5 defadan fazla polisle başının belâya girdiğini” ifâde etti.

ERKEKLERDE SUÇ İŞLEME ORANI

“Hayâtı boyunca en az bir kere bir şeyler çalan” öğrencilerin oranı yüzde 8.6 çıkarken, bu gençlerin yüzde 41’i “bir kez”, yüzde 29.3’ü “2-3 kez”, yüzde 9’u “4-5” kez, yüzde 20.7’si de “5’den fazla kez bir şeyler çaldığını” belirtti.

Öğrencilerin yüzde 3’ü “en az bir kez nezârethânede kaldığını” ifâde ederken, suç işleyen öğrencilerin yüzde 6.7’sinin anne ya da babasının da herhangi bir suç nedeniyle en az bir kere cezâevine girdiği ortaya çıktı.

Erkeklerde “herhangi bir suç işleme” oranı, kızlara göre 2.6 kat, “polisle başı belâya girme” oranı 4 kat, “bir şey çalma” oranı 3 kat, “ıslâhevinde kalma” oranı da yaklaşık 6.5 kat fazla çıktı.

ZARARLI MADDE SUÇU TETİKLİYOR

Araştırma verilerine göre, zararlı madde kullananlarda, “polisle başı belâya girme” oranının, kullanmayanlara göre 5.43, suç işleme oranının 4.35, herhangi bir şey çalma oranının 2.69, cezâevi ya da ıslâhevinde kalma oranının da 13.81 kat fazla olduğu tespit edildi.

SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN TÜYLER ÜRPERTEN ARAŞTIRMASI

Gelelim bundan 3-4 sene önce, Sağlık Bakanlığı’nın 7 büyük ilimizde bulunan lise ve dengi okullarda yaptırdığı araştırmanın sonuçlarına; bunlar gerçekten tüyler ürpetici.

Gençleri para kazanmak uğruna zehirlemekten kaçınmayan uyuşturucu tacirleri, kendileri için en uygun pazar olarak okulları görmekteler. Türkiye’de uyuşturucu madde ve alkol kullanımı, lise ve dengi okulları tehdit edici boyutlarda.

Sağlık Bakanlığının 7 büyük ilimizde liseler ve dengi okullarda yaptığı araştırma, tehlikenin düşündürücü boyutlarda olduğunu gösterdi. Sadece Sağlık, Milli Eğitim ve İç İşleri Bakanlıkları değil, bütün devlet kademelerinin, hükûmetin, vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının ve Medya’nın bu meseleye el atması lâzımdır.

Lise çağındaki öğrencilerimizin yüzde 71.8’i uyuşturucu kullanmış, yüzde 16.5’i ise bağımlı. Gençlerin yüzde 53’ü esrar, yüzde 10’u eroin, yüzde 8.8’i ise kokain ile tanışmış.

Öğrencilerin yüzde 8.5’i esrarı, yüzde 4’ü eroini, yüzde 4’ü de kokaini sürekli olarak kullanıyor.

Bir korkunç sonuç da 9-12 yaş arasında ortaya çıktı…

Bu yaş grubundaki çocukların yüzde 35’i uhu, bally, tiner gibi yapıştırıcı ve uçucu madde kullanmış. Bunların halen yüzde 6’sı ise bu maddelerin bağımlısı…

Araştırmalar neticesinde ortaya çıkan bir başka gerçek de uhu, bally, tiner gibi yapıştırıcı ve uçucu madde kullanımının 9-12 yaş grubunda daha fazla görülmesi. Yetkililer bu duruma bu maddelerin, diğer uyuşturucu maddelere göre daha ucuz ve kolay temin edilmesinden kaynaklandığını ifade ederek, bu maddeleri deneyenlerin sayısının yüzde 35, bu maddeleri devamlı kullananların sayısının ise yüzde 6 olduğunu belirttiler.

Yetkililer araştırmalarda, ülkemizde 23 milyon insanın sigara tiryakisi olduğunu belirtirken, yaklaşık 20 milyon insanın da alkol dostu, 5 milyon insanın ise alkol bağımlısı olduğuna işaret etti.

Başta okul çağında okuyan çocuklar olmak üzere ülkemizde her geçen yıl, bir önceki yıla göre daha fazla gencimizin içki ve uyuşturucu maddeler ile tanıştığı ya da kullandığına yetkililer tarafından dikkat çekiliyor.

Uyuşturucu başta olmak üzere, alkol kullanmaya alışan kimselerin, günlük uyuşturucu ve alkol ihtiyaçlarını giderebilecek parayı bulmak için hırsızlık, gasp, soygun, dolandırıcılık ve fuhuş yapabildiklerini ifade eden yetkililer, “özellikle uyuşturucu çok para gerektiren bir kullanımdır. Bağımlı olanların çoğu maalesef aynı zamanda satıcıdırlar. Kendilerinin ihtiyacı olan parayı  bulabilmek için, yeni kullanıcıları, gençleri hatta ve hatta kendi arkadaşlarını bu batağın içine çekmekten çekinmezler. Ülkemizde bu illetlerin kullanımı, batı toplumlarındaki kadar olmasa bile, giderek korkunç bir şekilde büyümekte” demişlerdir.