Evlenme Konusuyla Alâkalı Bazı Suâl ve Cevaplar
Hâtırlıyacağınız üzere, dünkü makâlemizde, “Evlenilmesi Harâm ve Helâl Olanlarla İlgili Bazı Suâl ve Cevaplar” konusunda, www.dinimizislam.com başlıklı siteden bazı iktibâslar [alıntılar] yapmıştık.
Bugün de, aynı yerden, aynı konu ile ilgili diğer bazı suâl ve cevaplardan bir takım alıntılar daha yapmak istiyoruz.
Suâl: Öz ablamın kızı ile evlenmem câiz midir?
CEVAP: Abla kızı da, aynen abla gibidir. Evlenmek aslâ câiz değildir. Nisâ sûresinin 23. âyet-i kerîmesinde harâm olduğu yazılıdır. Ablanızın kızının kızı ile de ve bütün torunları ile de evlenmeniz câiz değildir.
Hıristiyânlık ve Yahûdîlikte bile, abla kızıyla evlenmek câiz değildir. Amca ve dayı ile, hala ve teyze ile de evlenilmez. (Nisâ, 23)
Suâl: Üvey ağabeyim ile üvey ablam evlenebilir mi? Ya’nî babamın hanımı ölünce, dul bir kadınla evlendi. Bu kadının bir kızı var. Babamın da ölen karısından bir oğlu var. Bu oğlan, bu kız ile evlenebilir mi?
CEVAP: Evlenebilir. Çünkü hiç akrabâlığı yoktur.
Suâl: Çocuklu dul bir kadınla evlendim. Bu kadının oğlunun hanımı bana yabancı mı?
CEVAP: Evet, yabancıdır. Ama bu kadının kızları size yabancı olmaz.
Suâl: Hanımımın üvey annesi, bana nâ-mahrem mi?
CEVAP: Evet yabancıdır.
Suâl: Bir hoca, süt bacı, genç kayınvâlide, başka bir kocadan olma kızı ve benzerleriyle halvetin câiz olmadığını bildiriyor. Bunlar mahrem değil mi, bunlarla halvet câiz olmaz mı?
CEVAP: Bu kadınlar ebedî mahremdir. Ebedî mahrem olan kadınlarla halvet câizdir. Süt kardeş ile, genç kaynana ve gelin ile, fitne şüphesi ya’nî insanların sû-i zan edip yanlış anlamaları söz konusu olunca, mekrûhtur. Fitne şüphesi olmayınca mekrûh olmaz.
Suâl: Bir erkeğin ölen hanımından olan kızı ile evli olan damadı, sonraki evlendiği hanımına mahrem mi, nâ-mahrem mi? Ya’nî bir erkeğe, karısının üvey annesi mahrem midir?
CEVAP: Nâ-mahremdir, ya’nî yabancıdır.
Suâl: Bir kadın için, kayınpederinin ve kayınvâlidesinin babası, bir erkek için kayınvâlidesinin ve kayınpederinin annesi kendisine mahrem midir?
CEVAP: Evet, kayınvâlide ve kayınpederin ana, baba, dede ve nineleri de, kendi öz dedesi ve öz ninesi gibi mahremdir.
Suâl: Bir erkeğe, ana-babasının hala ve teyzeleri mahrem midir?
CEVAP: Evet, mahremdir. Süt hala, süt teyze de böyle mahrem olur.
Suâl: Bir kadına ana babasının dayı ve amcaları mahrem midir?
CEVAP: Evet, mahremdir. Süt amca, süt dayı da böyledir.
Suâl: Bir erkeğe, kardeşinin çocuklarının kızları mahrem midir?
CEVAP: Evet, mahremdir. O kızların kızları da mahremdir. Kendi kızı gibidir.
Suâl: Bir kadına, kardeşinin çocuklarının oğulları mahrem midir?
CEVAP: Evet, mahremdir.
Mahrem akrabâ
Suâl: Babanın hala ve teyzesi, kardeş çocuklarının torunları mahrem midir?
CEVAP: Evet, mahremdir. Babanın hala ve teyzesi, bizim hala ve teyzemiz demektir. Kardeşimizin torunları da, bizim yeğenimizdir.
Üvey kardeşler
Suâl: Babamın eşi ölünce, dul ve çocuklu olan annemle evlenmiş. Annemle gelen üvey ablam var. Babamın ölen eşinden de bir abim var. Bunlar, birbirleriyle evlenebilirler mi?
CEVAP: Elbette evlenebilirler; çünkü ikisinin de, ana babaları ayrıdır. Hiçbir akrabâlıkları yoktur. Babanız, ileride anneniz olacak kadına, “Oğluma kızını ver, seninle biz evlenelim” demiş oluyor. Bu gâyet normaldir.
Akrabâ ve hısım
Suâl: Kitaplarda hısım ve akrabâ ifadesi geçiyor. Bunların ikisi aynı değil mi?
CEVAP: Hayır, ikisi farklıdır. Ana, baba ve dedelerden, çocuklardan ve torunlardan başka olan yakınlara akrabâ denir. Meselâ erkek kardeş, erkek yeğen ve amca, kadın için mahrem akrabâdır. Kız kardeş, kız yeğen ve hala erkek için mahrem akrabâdır.
Amcaoğlu, halaoğlu kadın için nâ-mahrem akrabâdır. Amcakızı, halakızı da erkek için nâ-mahrem akrabâdır.
Hısım, kadın tarafından, evlilik sebebiyle doğan akrabâlık demektir. Kayınpeder, Kayınvâlide, gelin ve damat, mahrem hısımdır. Baldız, erkek için nâ-mahrem hısımdır. Enişte, kadın için nâ-mahrem hısımdır.
Arapçada hısımlar için “eshâr” deniyor. İki hadîs-i şerîf meâli şöyledir:
“Eshârımın Cennetlik olmalarını istedim. Rabbim de bu isteğimi kesin olarak kabûl etti.” [Hâkim]
“Eshârıma sövüp sayana, Allahü teâlânın, bütün meleklerin ve insanların la’neti olsun!” [Hâkim]
Peygamber Efendimizin Eshârından [akrabâ olmakla şereflenip Cennetlik olanlardan] bazıları şunlardır:
1- Kayınpeder olanlar: Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Ebû Süfyân (Radıyallahü anhüm).
2- Damat olanlar: Hazret-i Osmân ve Hazret-i Alî (Radıyallahü anhümâ).
3- Kayınvâlide olanlar: Âişe vâlidemizin annesi Ümm-i Rûmân, Hafsa vâlidemizin annesi Hazret-i Zeyneb, Ümm-i Habîbe vâlidemizin annesi Hazret-i Hind (Radıyallahü anhünne).
4- Kayınbirâder olanlar: Hazret-i Abdullah bin Ömer, vahiy kâtibi Hazret-i Muâviye (Radıyallahü anhüm).
Bu dört grup hısımdan birini sevmemek münâfıklık alâmetidir, çünkü bir hadîs-i şerîf meâli şöyledir:
“Ebû Bekir, Ömer, Osmân ve Alî’nin sevgisi, bir münâfığın kalbinde toplanmaz.” [İbn-i Asâkir]