Çarşamba, Kasım 27, 2024
Gazete Makaleleri

Dört Halifenin Son Anları

Hz. Ebu Bekir, ölüm döşeğinde iken, ziyaretine gelip öğüt isteyenlere şöyle nasihat etti:

(Allahü teâlâ size fetih kapılarını açacaktır. İhtiyacınızdan fazla dünyaya sarılmayın! Sabah namazını kılan Allahın himayesindedir)

Hastalığı ağırlaşıp iyileşmesinden ümit kesilince, yerine birisini halife tayin etmesini istedikleri zaman Hz. Ebu Bekir buyurdu ki:

(Size halife olarak Ömer’i seçtim. Yarın ahirette “İnsanların en hayırlısını onların başına halife tayin ettim” derim.)

Sonra da halife seçtiği Hz. Ömer’e buyurdu ki:

(Bil ki Allahü teâlânın insanlar üzerinde hakları vardır. Gündüz yapılması gereken ibadetin gece, gece yapılması gereken ibadetin de gündüz yapılmasını kabul etmez. Farz borçlarını ödemedikçe, o farzla ilgili nafileleri kabul etmez. Kıyamet gününde mizanın ağır gelmesi için hakka uy ve onu hakim kıl. Allahü teâlânın, rahmet ve azab ayetlerini bir arada bildirmesinin sebebi, kulun, korku ile ümit arasında olması içindir. Bu vasiyetime uyarsan, ölümden daha sevgili bir şeyin olmaz. Bunlara uymazsan ölümden kötü bir şeyin olmaz. Halbuki ölüm muhakkak seni bulacaktır.)

Hz. Ömer, sabah namazına duracağı an, Ebu Lü’lü isimli kâfir bir köle, bıçakla saldırdı. Yakalamak isteyenleri de bıçakladı. Kaçamıyacağını anlayınca bıçağı kendine sokup intihar etti.

Hz. Ömer, imamlığa Abdurrahman bin Avf hazretlerini geçirdi. O da, kısa surelerle namazı kıldırdı. Hz. Ömer, kendisini bıçaklayanın kim olduğunu sordu. Yahudi köle Ebu Lü’lü dediler. (Allaha hamdolsun ki, beni Müslüman değil de, bir gayrı müslim öldürüyor. Benim ona çok iyiliğim de dokunmuştu) buyurdu. Hz. Aişe validemize haber gönderdi. (Resulullah ile Hz. Ebu Bekir’in yanına defnedilmeme izin verir mi?) diye sordurdu.

Hz. Aişe, (Burasını kendime ayırmıştım. Ömer’i kendime tercih ederim. Oraya defnedin) buyurdu. Hz. Ömer, (Elhamdülillah benim için bundan büyük nimet yoktur) dedi. Daha sonra altı kişinin ismini bildirip, (Bunlardan birini halife seçersiniz. Halife seçilen zat, herkese iyilik etsin, gayrı müslimlere iyi davransın) buyurdu. Vefat edince de, Resulullahın yanına defnedildi. Hz. Ali, (Ömer’den üstün insan kalmadı) buyurdu.

Hz. Osman, Mısırlı fellahlar tarafından evi sarılınca, birkaç hadis-i şerif bildirdi. Bunlardan biri şöyledir:

Peygamber efendimiz, dağda Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’la beraber otururken dağ sallandı. Resulullah efendimiz, (Ey dağ, dur, senin üzerinde bir peygamber, bir sıddık ve iki şehid vardır) buyurmuştu. Hz. Osman, bu hadis-i şerifi bildirdikten sonra, yemin ederek (Ben şehid olacağım) buyurdu. Kanlar içinde yatarken de, (Ya Rabbi müslümanlar arasındaki tefrikayı kaldır) diye üç kere dua etti. Daha sonra Allahı anarak vefat etti.

Hz. Ali, sabah namazında İbni Mülcem tarafından kılıçla alnına vurularak şehid edildi. Kufe’de, [Necef’te] medfundur.

Hz. Ali’nin kızı ve aynı zamanda Hz. Ömer’in hanımı olan Hz. Ümmü Gülsüm, olayı duyunca (Babam da, kocam Ömer gibi sabah namazında suikaste uğradı) dedi. Hz. Ali, ölmek üzere iken (Yemin ediyorum ki umduğuma kavuştum) buyurdu. Kelime-i şehadet getirerek vefat etti.