Çeşitli Nükteler
Besmeleyle başlarız, güzel olsun kelamlar,
Allaha hamdü senâ, Resûlüne selamlar.
İstişâre edenler, hiç pişman olmaz elbet
Danışacak bir yerin varsa ne büyük nimet.
İstişâre sünnettir, danışan dağı aşar,
Danışmayan zavallı, düz yolda bile şaşar.
Bilmemek ayıp değil, sormamak ayıp olur,
Ehline soran kişi, hakiki yolu bulur.
Meşveretin Türkçesi, ehline danışmaktır,
Başlamadan bir işe sebebe yapışmaktır.
Şaşkınlık içindesin, sendeki bu çile ne?
Eğer bin bilsen bile, sormalısın bir bilene.
Çabucak öfkelenen, çok yanlış karar verir,
Demişler, “Keskin sirke, küpüne zarar verir.”
Sevgi yakınlık ister, kaçan mahrum kalırmış,
Gözden ırak olanlar, gönülden de olurmuş.
Mazlûm ol, zâlim olma, üzül de üzen olma!
Mahşerde hesap zordur, ezil de ezen olma!
Kötü cezâsız kalmaz, eden bulur sonunda,
Elbette su testisi kırılır su yolunda.
Allah için sabreden, Sırat’ta atlı olur.
Sabır acı ise de, meyvesi tatlı olur.
Dine hizmet ederken, sıkıntıyı nimet bil!
Herkese nasip olmaz, hizmeti ganimet bil!
Kaç kötü arkadaştan, yardan aşağı atar.
Umulmadık bir anda, beş para için satar.
Kalbi kara olana, günahlar tatlı gelir.
Kalbi temiz olanlar, günahı zehir bilir.
Kötü ile dost olan, umursamaz günahı
Hak sözü duymaz olur, hatırlamaz Allahı
Soğuk su katmayasın, hiç kimsenin aşına,
Hayır dile komşuna, hayır gele başına.
Zararın neresinden dönülse kârdır elbet.
Henüz nefes alırken, hadi hemen tövbe et!
Eden kendine eder, belayı bulur azan,
Kendi içine düşer, el için kuyu kazan.
Cam sarayda oturan, rasgele taş atamaz
Dünyayı fâni bilen, gâilesiz yatamaz.
Sağlığını düşünen, mideyi az doyursun!
Az yersen az uyursun, çok yersen güç uyursun.
Pehlivan sayılıyor hasmını yere vuran,
Kim öfkesini yener, odur asıl pehlivan.
Kıyâmet yaklaştıkça, güçleşir uymak dine,
Ateş almaya benzer avuçların içine.
Cenâb-ı Hak her zaman, sabreden kulu sever.
Resûlü buyuruyor: Sabreden bulur zafer.
Gafleti bırakmalı, ömür akar su gibi,
Her yerde ve her zaman, gözetmeli edebi.
Paraya gönül veren, bir gün bürünür yasa.
Şifresi unutulur, kilitli kalır kasa.
Dünyadan âhirete, ihlaslı amel taşı!
Karıncadan ibret al, yazdan karşılar kışı.
Öfkeyle kalkan kişi, ahmak nefsine uyar,
İstediğini söyler, istenmeyeni duyar.
İlmihâlini öğren, geçip gidiyor zaman,
Elbette aldanmıştır, iki günü bir olan.
Hizmet, ganimet iken, isteme istirahat,
Dünya mihnet yeridir, sâlihler etmez rahat.
Cehenneme lâyıktır, müslümana kin güden,
Elbet sevilir seven, affedilir affeden.
Allah lanet ediyor fitne fesat saçana,
Fertlerin, toplumların arasını açana.
Tedbir dinin emridir, edilmeli riâyet
Deveni sıkı bağla sonra da tevekkül et.
Dünya nimet yeridir, âhıret âşığına,
Ne koyarsan aşına, o gelir kaşığına.
Acele gidenlerin, ayakları burkulur
Acele ile kalkan pişmanlıkla oturur.
Yakını görmüyoruz, gözlerimiz uzakta,
Hep dikkatli olmalı, ayağımız tuzakta.
Yavaş ol, tökezlersin, düşüp başın yarılır,
Acele etsen de iş, olacağına varır.
Her işinden bellidir, câhil olanın hâli,
Dinden habersiz olur, bilmeyen ilmihâl.
Huzur istersen eğer, iyilik olsun yolun!
Dinimiz emrediyor: Güzel ahlâklı olun.
Acı söz çok kimseyi çekip çıkarır dinden,
Tatlı söz de yılanı çıkarır deliğinden.
Fen ve san’at mü’minin kaybettiği malıdır,
Kimde olursa olsun, muhakkak almalıdır!
Tevâzu fazilettir, çirkindir büyüklenmek,
Sadaka gibi sevâp, kibirliye kibretmek
Allahı tanısaydı, gafletteki insanlar,
Âlem felâh bulurdu, yağar idi ihsanlar.
Mütevazı olana, tevazu ile yaklaş!
Kibirliyle dost olma, hemen ondan uzaklaş!
Rabbimiz şekle bakmaz, sadece kalbe bakar,
İmânsız olan kalbi, sonsuz ateşte yakar.
İmân bir muma benzer, ibadet ise fener,
Fenersiz olursa mum, gün gelir birden söner.
Elbet pişman olacak hakka inanmayan kul,
Bâtılları bırakıp hakka dayanmayan kul.
Bugün ne ekmişsen, yarın onu biçersin,
Nasıl yaşamış isen, aynen öyle göçersin!
Dinimiz emrediyor, dikkat eyle şu sese:
İlim öğrenmek farzdır, kadın erkek herkese
Nasıl yaşarsan yaşa, muhakkak öleceksin!
Neyi seviyorsan sev, bir gün terk edeceksin!
Gaflet içinde yüzme, elbet bir gün göçersin,
Ettiğini bulursun, ektiğini biçersin!..
Sapıtmak istemezsen, önce imânı düzelt!
İlmihâlini öğren, emri yasağı gözet!
Hızlı yaşayan kişi, ölüm ile yarışır.
Unutma ki “Acele işe şeytan karışır.”
Şu dünya âhiretin tarlasıdır muhakkak,
Ahmaklık olur tohum ekmeden ürün ummak.
Anarşidir ikilik, her takımı yatırır.
Ne yapsa iki kaptan, bir gemiyi batırır.
İslamiyet gelince, değişmişti insanlar,
İmânla şereflendi nice puta tapanlar.
Rabbimize kulluktur, yaratılış hikmeti.
Dikkatli olmalı hep, bırakmalı gafleti!
Öyle başıboş gezme, ölüm gelir muhakkak.
Söndürme imânını, ibadet zırhını tak!
Yaratanın emrini ihlâs ile edâ et!
Allah rızâsı için neyin varsa fedâ et!
Ârife tarif olmaz, sivri sinek saz gelir,
Anlamaz gâfil olan, davul zurna az gelir.
Bil ki salih arkadaş, iyiye rehber olur,
Kişi sevdiği ile elbet beraber olur.
Müjde doğru esnafa, eşi yok iyilikte,
Mahşer günü haşrolur, şehitlerle birlikte.
Salih zengin düşünür muhtaç olan fakiri,
Bilir ona âittir malının kırkta biri.
Günah içinde yüzme, biraz kendine acı,
Artık bulmaya çalış, kalb yıkayan ilâcı.
Allah imân vermişse, daha ne vermedi ki?
Ya imân vermediyse, ona neler verdi ki?
Takva sahibi ise, yazıp konuşan eğer,
Nasihat ettiğine, sözü de tesir eder.
Kendi o şeylere muhtaç iken bir kişi,
Başkasına verirse isâr olur bu işi.
Tefekkür, düşünerek, gerçeğe yönelmektir
İnsanın yaratılış gayesini bilmektir.
Dua hakka yalvarıp hulûsi bir kalb ile,
Kişinin murâdını getirmesidir dile.
İhlâs; bir müslümanın ziynetidir, süsüdür,
Onda imân nurunun dıştan görüntüsüdür.
Şu olmalı ibadet edenin düşüncesi;
Bu, hem Allahın emri, hem kulluk vazifesi…
Resûlullah buyurdu, bir harpten döndüğü gün;
“Geldik küçük cihattan, büyük cihada bugün.”
Kim ki Resûlullaha, tâbi olursa eğer,
Sâdıklardan olmanın, saadetine erer.
Her hâliyle gösterir mümin sadakatini,
İlimle, ihlâs ile yapar ibadetini.
Sabretmek; günahlardan sakınmaktır evvelâ,
Sonra tahammül etmek, gelince dert ve bela.
Hayır-şer Allahtandır, takdire sabır gerek
Bütün şerler hayrolur, her hale şükür gerek
Lüzumsuz şaka yapmak, câhillik alameti,
Yerinde susmayı bil, istersen selameti.
Müslüman Rabbimizden diler af ve merhamet,
Kendisi de herkese, aynı davranır elbet.
İyilik ve ihsânda yarışır mümin olan,
Üç günden çok küs durmaz, barışır mümin olan.
Bir hadis-i şerifte şöylece buyurulur;
“Mümin vakâr sahibi, yumuşak huylu olur.”
Hikmet, hakkı bâtıldan ayıran bir kuvvettir,
Ruhun idrâk gücünü gösteren bir haslettir.
İhsan, bir insana hakkından çok vermektir,
Hakkını vermemekse zulmü revâ görmektir.
Tövbe, pişman olmaktır, söz vererek Allaha,
Yapmamaya çalışmak, o günâhı bir daha.
Allahü teâlâdan çok korkmalı müslüman,
Ümit kesmemelidir, rahmetinden de bir an.
Sapık şeyh çoğaldıkça, zil takıp oynar şeytan
Kurtulamaz pislikten, rehberi karga olan.
Haya, çirkin olandan arınma duygusudur,
Bunun esası ise, Allah korkusudur.
Felsefeci sonradan olmayı inkâr eder.
Der ki bu âlem böyle gelmiş böyle gider.
Şükreden kullarını Cenâb-ı Allah sever
İmânsız ölmek vardır, şükredilmezse eğer.
Sabır, Haktan gelene, razı olmak demektir
Her işte ve her zaman Allaha şükretmektir.
Günah işleyenlere kâfir dememelidir,
Müslüman olanlara, hüsni zan etmelidir.
Tevâzu orta yoldur, ne gurur, ne de zül’dür,
Zıddına kibir denir, fazlası tezellül’dür.
İyi bil kibirdendir hep tevazu göstermek,
Bu âciz ve günahkâr diye kendini yermek.
Ayrılır ruh bedenden, ölüm gelir muhakkak
Gün gelir herkes için, vâki olur emr-i Hak
Dünya menfaatini kalblerinden çıkaran
Allah adamlarına denir sâlih müslüman
Hayat imtihanının gayet zor olanı var:
Herkese ömür boyu, namus imtihanı var.
Haset etmemek için, o kimseyi metheyle,
hediye ver, öğüt ver, iyiliğini söyle.
Bizlere esirdir söz, ağzımızdan çıkmadan
Biz onun esiriyiz, çıkınca ağzımızdan.
Kötüleri yaşatmak, iyilere ölümdür,
Zalimleri affetmek, mazlumlara zulümdür.
Sırf yiyip içmek için, koca ömür taşınmaz
Yaşamak için yenir, yemek için yaşanmaz.
Şu dünya bir binektir, taşır binersen seni;
Binmesini bilmezsen, taşıttırır kendini.
Öyle sözler vardır ki, keser kanlı savaşı,
Yine sözler vardır ki, kestirir suçsuz başı.
Göz iki, kulak iki, ağzımız ise tektir,
çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerektir.
Hârisin gözü açtır, doyma ümidi yoktur.
Fakirlikten hiç korkmaz, kanaatkâr hep toktur.
Güler yüzlü olmaya, geç kalma ver kararı
Tebessümün kimseye, asla olmaz zararı.