Cuma, Kasım 15, 2024
Gazete Makaleleri

Allahın Hepsinden Razı Olduğu İnsanlar

Dünkü yazımızda, üç halifeye kâfir diyen İbni Sebecilere, sahabenin tamamının cennetlik olduğunu bildiren ayetlerin birkaçını bildirmiş, Ve küllen vaadallahü Husna=Allah hepsine de, Husna’yı [cenneti] va’detmiş olduğunu piyasadaki birçok Türkçe mealden de örnekler vererek yazmıştık. İbni Sebeciler ayet ve hadisi kabul etmez. Hz. Ali’den önce halife oldular diye ilk üç halifeye, Hz. Ali ile savaşan Hz. Aişe ve diğer sahabeye kâfir diyorlar. Halbuki Kur’an-ı kerimde Eshab-ı kiramın tamamının cennetlik olduğu dünkü yazımızda bir kere daha ispat edilmişti. Savaşmanın, adam öldürmenin küfür olmadığı Kur’an-ı kerimde açıkça yazılıdır. Ayrıca, şirkten başka, bütün günahları Allahın affedeceği de, Hz. Vahşi gibi sonradan Müslüman olan kimselerin günahlarının sevaba çevrileceği de bildiriliyor. Onun için Eshab-ı kiramdan herhangi birisini kötülemek âyetleri inkâr etmek olur. Peygamber efendimiz de, (Eshabımın kusurları, yanlış hareketleri olacaktır. Ancak Allahü teâlâ, benim hatırım için onların kusurlarını affedecektir) ve (Eshabımın kusurlarını söylemeyin! Kalbleriniz onlara karşı değişir) buyuruyor. Adam öldürmek, zina, içki, hırsızlık çok büyük günah iseler de kâfirlik değildir. Çünkü Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:

(Allah, dilediğinin; şirkten [küfürden]gayri günahlarını affeder) [Nisa 48, 116]

(Müminlerden iki taife birbiriyle çarpışırlarsa, aralarını bulun, müminler, elbette kardeştir, kardeşlerinizin arasını bulun.) [Hucurat 9-10]

Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olan Hz. Vahşi ve diğerleri, tertemiz birer müslüman, cennetlik bir sahabi olup, eski günahları da sevaba çevrilmişti. Çünkü Kur’an-ı kerimde açıkça buyuruluyor ki:

(Tövbe edip iman eden ve salih amel işleyenlerin günahlarını sevaplara çeviririm.) [Furkan 70)

Bu husus kâfir iken Müslüman olan herkes için geçerlidir. Hangi günah olursa olsun, şirk yani kâfirlik dahil, tövbe edilince Allah onu affeder. Bu husus, kıyamete kadar böyledir.

Resulullah efendimiz, hısımlarına dil uzatanlar için buyuruyor ki:

(Allahü teâlâ benim için en iyi insanları sahabi, bazılarını da eshar [hanım tarafından hısım] olarak ayırdı. Onlara dil uzatanlara lanet olsun!) [Hakim]

(Rabbim söz verdi ki, kızını aldığım ve kızımı verdiğim aileler, Cennette benimledir.) [Deylemi]

Allahü teâlânın zatı gibi sıfatları da sonsuzdur. Razı olması da sonsuzdur. Allah, Eshabdan birkaç sene razı oldu sonra vazgeçti denilemez. Allahü teâlâ, hicret eden ve muhacirlere kucak açan Ensar ile ağaç altında sözleşme yapılan Eshabdan da, razı olmuştur. İşte iki âyet meali:

(Ağaç altında, sana söz veren müminlerden, Allah razıdır.) [Fetih 18]

(Muhacir ve Ensar ile onların yolunda gidenlerden Allah razıdır.) [Tevbe 100]

İmam-ı Begavi buyuruyor ki: Cabir bin Abdullah dedi ki, Resulullah, (Ağaç altında benimle sözleşenlerden hiçbiri Cehenneme girmez) buyurdu. Bu sözleşmeye, (Biat-ür-rıdvan) denir. Çünkü, Allahü teâlâ, bunlardan razıdır. (Meâlimüttenzil) [Bu 1400 kişi arasında Hz. Ali ile savaşan Eshab da var idi.]

Allahü teâlâ, sadece cihad eden eshabın değil, evlerinde oturanların da cennetlik olduğunu bildirmiştir. İşte âyet meali:

(Müminlerden, oturanlarla mal ve canları ile cihad edenler bir olmaz. Ama Allah hepsine de Husnayı [Cennet] va’detti.) [Nisa 95]