Aişe Validemizin Üstünlüğü
Hadis âlimlerinden Abdulhak Dehlevi hazretleri, (Medaric-ün-nübüvve) kitabında buyuruyor ki:
Aişe-i Sıddika hazretlerinin faziletleri, üstünlükleri, sayılamayacak kadar çoktur. Eshab-ı kiramın Fıkıh âlimlerindendi. Çok fasih ve beliğ konuşurdu. Eshab-ı kirama fetva verirdi. Fıkıh bilgilerinin dörtte birini Hz. Aişe haber vermiştir. Hadis-i şerifte, (Dininizin dörtte birini Humeyra’dan öğreniniz!) buyuruldu. (Kurret-ül-ayneyn) [Resulullah, Hz. Aişe’yi çok sevdiği için, Ona (Humeyra) derdi. ]
Ürvetübni Zübeyr hazretleri buyuruyor ki: Kur’an-ı kerimin manalarını ve helal ve haramları ve Arab şiirlerini ve nesep ilmini, Hz. Aişe’den daha çok bilen kimse, görmedim.
Hz. Aişe’nin şan ve şereflerinden birisi de Resulullahın, Onu çok sevmesidir. Resulullaha, en çok kimi seviyorsun denilince, (Aişe’yi) buyurdu. Erkeklerden kimi diye sorulunca, (Aişe’nin babasını) buyurdu. (Buhari) {Bir hadis-i şerifte de buyuruldu ki: (Erkeklerden vezirim Zübeyr bin Avvam, kadınlardan ise Âişe’dir.) [Deylemi]}
Hz. Aişe’ye sordular ki, Resulullah en çok kimi severdi? Fatıma’yı severdi, dedi. Erkeklerden en çok kimi severdi dediler. Fatıma’nın zevcini buyurdu. Bundan anlaşılıyor ki, zevceleri arasında, Hz. Aişe’yi, çocukları arasında, Hz. Fatıma’yı, Ehl-i beyti arasında, Hz. Ali’yi, Eshabı arasında ise, Hz. Ebu Bekir’i en çok severdi .
Hz. Aişe buyuruyor ki: (Bir gün Resulullah mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru baktı. (Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?) buyurdu. Ya Resulallah! Mübarek yüzünüzdeki nurların parlaklığına ve mübarek alnınızdaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim, dedim. Resulullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öptü ve (Ya Aişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin kadar, ben seni sevindiremedim) buyurdu. Hz. Aişe’nin mübarek gözlerinin arasını öpmesi, Resulullahı severek, Onun cemalini anlayarak gördüğü için aferin ve takdir olmaktadır.
Hz. Aişe, kendisinin, ezvac-ı tahiratın hepsinden daha üstün olduğunu söyler, Allahü teâlânın nimetlerini sayar, (Resulullah benimle evlenmeden önce, Cebrail aleyhisselam, benim resmimi Resulullaha gösterip “Bu senin zevcendir” demişti) derdi. O zaman canlı resmi yapmak haram olmamıştı ve resmi, insan da yapmamıştı. Resulullah, Aişe validemize buyurdu ki:
(Seni üç gece rüyada gördüm. Melek, beyaz ipek üzerindeki resmini bana gösterdi. Bu senin zevcendir, dedi. Rüyada, meleğin gösterdiği resmini unutmadım.) [Buhari ve Müslim]
Resulullaha, Hz. Aişe’den başka, hiçbir zevcesinin yatağında (vahiy) gelmedi. Bu da, Hz. Aişe’nin Allahü teâlâ indinde kıymetinin pek çok olduğunu göstermektedir. Ümm-i Seleme validemiz Hz. Aişe için bir şey söyleyince, Resulullah, (Aişe için beni incitme. Bana vahiy, yalnız Aişe’nin yatağında iken gelmektedir) buyurmuş ve Ümm-i Seleme validemiz de, tövbe etmişti.
Hz. Aişe, (Bana karşı yapılan iftiranın yalan olduğu Allahü teâlâ tarafından bildirildi) diyerek öğünürdü. Allahü teâlâ, Nur suresindeki 17 âyeti göndererek, Hz. Aişe’ye iftira edenlerin Cehenneme gideceklerini bildirdi. Hz. Aişe’nin izzeti ve şerefinin yüksekliği bu âyet-i kerimelerle de anlaşıldı.